O olmadan bu tehditler çok daha tehlikeli bir hâle gelir. | TED | وبدونه فستتصاعد تلك التهديدات إلى شيء أخطر بكثير. |
Kapıdan kapıya sıçramaktan çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | و ذلك أخطر بكثير من القفز ما بين الأبواب |
Ben şeytan olabilirim ama bu arkadaşınız çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | قد أكون شريراً و لكن صديقكم هنا أخطر بكثير |
Sigara içmek 90 metreden atlamaktan çok daha tehlikeli, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن التدخين أخطر بكثير من قفز اﻠ٩٠ مترا؟ |
Ya obezite, hücre içinde süregelen çok daha tehditkar bir problemle baş etme mekanizması ise? | TED | ماذا لو كانت السمنة آلية لتكيف الجسم مع مشكلة أخطر بكثير تحدث في الخلية؟ |
Şu an çok daha tehlikeli bir düşmanla karşı karşıyayız ve her geçen gün, biz Ori'a toprak kaybederken, Tau'ri ana dünyası merak uyandıran bir şekilde dokunulmaz kalıyor. | Open Subtitles | هذا كان فى الماضى الأن إننا نواجه عدو أخطر بكثير " و كل يوم نخسر أرض للـ " أوراى |
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki üç adamlı müdahale araçları beş adamlı veya altı adamlı araçlardan çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | وهو ما تبين الدراسات كونه أخطر بكثير... من خمسة أو ستة رجال على الشاحنة. |
Durum çok daha tehlikeli şimdi. | Open Subtitles | ومن أخطر بكثير الآن. |
çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | أخطر بكثير |