Dışarıda ayı ve kurtlardan daha tehlikeli bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شيءٌ ما أخطر من ذئب أو دب في الخارج |
EM: Patentini almadık. CA: Patentini almadınız çünkü patentini almak, almamaktan daha tehlikeli diye düşünüyorsunuz. | TED | أ م: نعم، نحن لم نسجل براءات اختراع. ك أ: لم تسجلها لأنك اعتقدتَ أن تسجيل براءة الاختراع أخطر من عدم تسجيلها أساساً. |
Fakat bildiğini sanmak bilgisizlikten daha tehlikeli olabilir. | TED | ولكن وهم المعرفة يمكن أن يكون أخطر من الجهل |
Bir mafya kumarhanesine gizli göreve gitmekten ya da bir uçaktan atlamaktan daha mı tehlikeli? | Open Subtitles | أخطر من التجسس في ملهى غوغائيّ أو القفز من طائرة؟ |
Öldürmek için çok değerli serbest kalmak için çok tehlikeli. | Open Subtitles | نحن أثمن من أن يتم قتلنا و أخطر من أن يتم إطلاق سراحنا |
Tamamen terk edilmek kadar tehlikeli bir şey yoktur. Yapayanlız. | Open Subtitles | فلا شيء أخطر من أن تجد نفسك اعزلا ووحيدا. |
Bir barış adamı. Ve bir fikir adamı, fikirleri olan bir adamdan daha tehlikeli birşey yoktur efendim. | Open Subtitles | بل رجل فكر ، و ليس هناك أخطر من رجل الفكر |
Çok daha tehlikeli durumlarla karşılaşacağım. | Open Subtitles | فمؤكد أني سأتعرّض لمواقف أخطر من هذا بكثير بشكل منتظم. |
Ve bu atom bombasından bile daha tehlikeli olacak! | Open Subtitles | و الإنفجار العنصري أخطر من الإنفجار الذري |
Ve bu atom bombasından bile daha tehlikeli olacak! | Open Subtitles | و الإنفجار العنصري أخطر من الإنفجار الذري |
Biliyor musun, psikoloji öğrencisinden daha tehlikeli bir şey yoktur. | Open Subtitles | كما تعلم، ليس أخطر من طالب يدرس هذه الأشياء |
Şimdi geçiyor ne daha tehlikeli olamazdım, o Yeni Güç ondan sonra hala eğer. | Open Subtitles | لن تكون أخطر من الشيء الذي يمر به حالياً إذا كانت القوة الجديدة تسعى خلفه |
Güçlerini öğrendiğine göre artık çok daha tehlikeli. | Open Subtitles | بعد أن أصبح على علم بمقدرتك أصبح أخطر من أي وقت مضى |
2500 Adet füze teslimatından daha tehlikeli ne olabilir? | Open Subtitles | ما الذي يمكن أن يكون أخطر من نظام به 2500 صاروخ؟ |
Bildiğimiz küçük yılanlardan daha tehlikeli değiller. | Open Subtitles | لكن لا يوجد أخطر من ثعبان الرباط العادي. |
Uçakta olanların ardında basit bir terör olayından çok daha tehlikeli bir şey olabilir. | Open Subtitles | ماحدث في هذه اطائرة ربما يكون ذا علاقة مع شيء أخطر من مجرد إرهاب تقليدي |
2500 adet füze teslimatından daha tehlikeli ne olabilir? | Open Subtitles | ما الذي يمكن أن يكون أخطر من نظام به 2500 صاروخ؟ |
Hiçbir şey geçmişiniz hakkında her şeyi bilen birinden daha tehlikeli değildir özellikle onu kendinin gibi kullanabiliyorsa. | Open Subtitles | لا شيء أخطر من شخص يعرف ماضيك بأكمله، ولا سيما حين يكون بمقدورها الادعاء أنه ماضيها. |
Evet, o gaddar kadının çevirdiği işler hükümetimizden çok daha tehlikeli bir kesimi uyandırdı. | Open Subtitles | أجل، أدت أفعال تلك المخادعة إلى إيقاظ عدوّ أخطر من الحكومة |
Topu bir pitonun ağzına soktuğun atıştan daha mı tehlikeli? | Open Subtitles | أخطر من تلك المرة عندما وضعتها في فم الثعبان؟ |
Uğraştığın bu iş gerçekten çok tehlikeli. | Open Subtitles | تلك أشياء أخطر من أن تعبث فيها |
Bir Amerikan vatandaşına suikast emrini verenler kanıtların kamu ile paylaşılamayacak kadar tehlikeli olduğunu ifade etti. | Open Subtitles | أصدروا أمرًا لاغتيال مواطن أمريكي، لكن قالوا أن الأدلة نفسها أخطر من أن تخرج للعلن. |