"أدت إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • sebep oldu
        
    • sebep olmuş
        
    • öncülük
        
    • yol açan
        
    Mao modern Çin'in babasıydı, fakat uzatılmış yönetimi talihsiz hatalara sebep oldu. TED كان ماو أب الصين الحديثة، إلا أن فترة حكمه الطويلة أدت إلى أخطاء كارثية.
    Şu an, bizim ilk deneyimiz Chicago'nun Batı Garfield semtinde ateş etme ve öldürmelerde %67 oranında bir düşüşe sebep oldu. TED أول تجربة لهذا أدت إلى انخفاض نسبة 67 في المائة من حوادث إطلاق النار والقتل في حي غرب غارفيلد بشيكاغو.
    Bu durum, Çin'de bir halk sağlığı problemine sebep oldu. Çünkü insanlar afyona bağımlı olmuştu. TED الذي سبَّبَ مشكلة صحية عامة في الصين أدت إلى إدمان الناس في الصين على المخدرات.
    Baştaki yara iç kanamaya sebep olmuş, ancak ölüm ani değilmiş. Open Subtitles إن الإصابة في الرأس أدت إلى نزيف داخلي و لكن الوفاة لم تكن فورية
    Fosil yakıtları diğer sera gazlarıyla birlikte pervasızca yakılıyor, ve iklim değişikliğine öncülük yapıyoruz. TED ولدينا الحرق الإعتباطي للوقود الأحفوري إلى جانب غازات الاحتباس الحراري الأخرى، كما تسمى، أدت إلى تغير المناخ.
    Toprak için rekabetin gerilime yol açan sebeplerden biri olduğunu duydum, öyleki 90'larda soykırıma sebep oldu. TED سمعت أنه قيل أن الصراع على الأرض واحد من الأشياء التي أدت إلى التوترات وتسببت في الإبادة الجماعية في التسعينيات.
    Orada gösterilen başarılar, bütün ekonominin pazar modeline taşınması adına bir fikir birliğine sebep oldu. TED البرهنة على وجود نجاحات أدت إلى توافق في الآراء بشأن خطوة نحو نموذج السوق بالنسبة للاقتصاد بأكمله.
    Ama onun hataları ciddi yaralanmalara ve ölümlere sebep oldu ve buna artık müsamaha gösterilemez. Open Subtitles لكن أخطائه أدت إلى إصابات بالغة وموت، ولا يمكن أن يتم التساهل بذلك بعد الآن.
    Schneizel, seni öldüreceğime olan inancın yenilmene sebep oldu. Open Subtitles شنازيل تصورك بأنك ستموت أدت إلى هزيمتك
    Bir dizi durum bu kadar kötü bir şeye sebep oldu. Open Subtitles سلسلة من الظروف أدت إلى شيءٍ فضيع بحق.
    Matmazel Celia Austin'in öldürülmesine sebep oldu. Open Subtitles "و التي أدت إلى موت الآنسة "سيليا أوستن
    Bayan Sampson'u ihmal ederek komaya girmesine sebep oldu. Open Subtitles و التي أدت إلى دخول السيدة (سامسون) في غيبوبة
    Bay Broadsky'ye sağladığınız bilgiler en az üç kişinin ölümüne sebep oldu. Open Subtitles (لأن المعلومة التي أعطيتها للسيد (براودسكي أدت إلى موت ثلاث أشخاص على الأقل
    Kararlariniz daha fazla kan akmasina sebep oldu. Open Subtitles قراراتك أدت إلى سفك دماء أكثر
    Büyük serebral yaralara sebep olmuş ve muhtemelen ölümcül beyin sapı yarası. Open Subtitles أدت إلى كدمات دماغية كبيرة وربما اصابة مميتة فى العقل
    Gırtlağına aldığı künt cisim darbesi soluk borusunun parçalanmasına sebep olmuş. Open Subtitles عانا من صدمة قوية للقصبه الهوائية أدت إلى وفاة مباشرة
    Bu sonuç, yani ışığın bazen parçacık gibi, bazen de dalga gibi davranması, devrimci yeni bir fizik kuramına öncülük etmiştir: Kuantum mekaniği. TED نتيجة لكل هذا يمكننا القول أن الضوء يتصرف في بعض الأحيان مثل الجسيمات وفي بعض الأحيان يتصرف مثل الموجات وهذه المعضلة أدت إلى ظهور نظرية فيزياء ثورية جديدة تسمى ميكانيكا الكم.
    Uçurtmalarla yaptıkları deneyler bu çok önemli olaya öncülük etti, ilk kez havalandığımız 12 saniyelik insan uçuşu. TED وتجاربهم على الطائرات الورقية أدت إلى هذه المناسبة العظيمة ، حيث تم تطويرها وغادرت الأرض لأول اثنا عشر ثانية من الطيران المأهول
    Savunma makamı buna yol açan olaylar hakkında olağandışı yaratıcı bir açıklama yaptı. Open Subtitles قدم لنا الدفاع تفسيراً عجيباً وإبداعي للأحداث التي أدت إلى هذا
    Nereye gitsem etrafımdaki tahribata yol açan şey de şehvetti. Open Subtitles والشهوة التي أدت إلى تدمير من حولي في كل مكان ذهبت إليه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus