Yine de şüpheliler ya kardeşin ya da hayatımıza soktuğun o adam çıkıyor. | Open Subtitles | ومع ذلك المُشتبه به الوحيد هي أختكِ التوأم والرجل الذي أدخلته إلى حياتنا. |
- Evime soktuğun adam bu mu? - Kusura bakma. | Open Subtitles | هذا هو الشخص الذي أدخلته لمنزلي ؟ |
O, bir dakikalığına kaçtı ama sonra onu geri soktum. | Open Subtitles | لقد تسلل لمدة دقيقة، و لكني أدخلته مجدداً. |
Evet, ama kıçına yok yere soktuğum 10 santimlik kolonoskoptan olsa gerek bunu kötü bir şekilde algıladı. | Open Subtitles | لقد اعتبره أخباراً سيئة, لربّما بسبب عدم الاحتياج لمنظار القولون والذي أدخلته لثلاث أقدام في مؤخرته؟ |
CTU'ya girmesine izin verdin mi? | Open Subtitles | وحالو أن يقتلني هل أدخلته إلى الوحدة؟ |
-Mary onu içeri aldığında Papaz'ın geç kalacağını da söylemişti. | Open Subtitles | "ماري" حذرته من أنه متأخر عندما أدخلته |
- Onu siz içeri almış olabilirsiniz. | Open Subtitles | كان بأمكانك إدخاله تقترح أنها أدخلته بنفسها ؟ |
Zorla girildiğine dair bir işaret yok yani katilini tanıyor olabilir ve içeri almıştır. | Open Subtitles | إذاً, يبدو أنها كانت تعرف قاتلها و أدخلته. |
Yarışa soktuğun at kısırlaştırılmıştı. | Open Subtitles | . الحصان الّذي أدخلته كان مخصيّاً |
- Kanıt odasına soktuğun suç ortağın. Suç ortağı mı? | Open Subtitles | -الشريك الذي أدخلته إلى مخزن الأدلّة . |
Sonra biraz içeri soktum, sonra biraz dışarı sonra içeri, sonra bacaklarım ağrıdı sonra tekrar dışarı, içeri, sonra patladı ve kız şimdi hamile. | Open Subtitles | ,ثم أدخلته قليلا, ثم أخرجته قليلا ثم أدخلته قليلا, ثم آلمتني رجلاي ,ثم أخرجته مرة أخرى, ثم عدت و أدخلته نزل المني, و هي الآن حامل |
Onu hayatımıza ben soktum. | Open Subtitles | لقد أدخلته في حياتنا |
Onu hayatıma, evime soktum. | Open Subtitles | أدخلته إلى حياته، إلى منزلي. |
Gördün mü, o yine kaybediyor ve onu bu işe ben soktuğum için yine beni suçlayacak. | Open Subtitles | أرأيت سوف يخسر مجددا وسوف يلومني لأني أدخلته الانتخابات |
Onu hayatlarımıza soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأني أدخلته الى حياتنا |
Kimin girmesine izin verdiyseniz o kisi iddianizi destekleyebilir. | Open Subtitles | إن الشخص الذي أدخلته يحمل حجة غيابك |
Buraya girmesine izin mi verdin? | Open Subtitles | هل أدخلته إلى هنا؟ |
O zaman neden eve girmesine izin verdiniz? | Open Subtitles | إذاً لماذا أدخلته لمنزلك؟ |
- Kablolu televizyon çalışanı geldi ve Wendy'nin komşusu onu içeri aldı. | Open Subtitles | -ماذا؟ جاء شاب الصيانة. أدخلته جارتها. |
Bence Dr. Sarkisian içeri almış olabilir. Belki onu tanıyordu. | Open Subtitles | أظن ربما الدكتور " زاركيزيان " أدخلته |
Onu Margot içeri almıştır. | Open Subtitles | قد تكون هي من أدخلته |