"أدركت أن هناك" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu fark ettim
        
    • olduğunu farkettim
        
    Sonra, fingirdemesi için yaklaşık 1 milyon sebep olduğunu fark ettim. Open Subtitles لذا أدركت أن هناك ملايين من الأشياء تسعى إليها هذه المرأة
    Bütün bu hastalıklar ve hastalık toplulukları ile iç içe oldukça, sağlık hizmetlerinde beni derinden etkileyen iki sır olduğunu fark ettim. TED وبالمقابل تعلمت عن جميع تلك الأمراض و مجتمعاتها أدركت أن هناك سران عن الرعاية الصحية يؤثران بشكل ضخم علي شخصياً
    Onu tanıdıkça, bu garip adamın, çok kuvvetli fikirleri olduğunu fark ettim. Open Subtitles من خلال دراستى لة أدركت أن هناك قوى غريبة تعمل من خلال هذة الرجل الغريب
    Bazı söze dökülemeyecek konuşmalar olduğunu farkettim. TED أدركت أن هناك أجزاء من الحديث التي لا يمكن نقله في الكلمات.
    Onu gördüğüm zaman, birşeyin çok yanlış olduğunu farkettim. Open Subtitles عندما رأيتها أدركت أن هناك خطأً شنيعاً
    Celia'dan daha önemli şeyler olduğunu farkettim. Open Subtitles أدركت أن هناك أموراً أهم من (سيليا)
    Tam burada bir terslik olduğunu fark ettim. İşte başlıyor. Open Subtitles وهنا تقريباً أدركت أن هناك خطباً ما، أجل ، ها أنا ذا
    Başımdan yaralandıktan sonra dünyada benim dışımda bir sürü daha insan olduğunu fark ettim. Open Subtitles بعد الاصابة في رأسي ، أدركت أن هناك أناس في العالم أكثر من حالتي
    Ama bir noktadan sonra, ne için çalıştığım ve ne için yaşadığım arasında devasa bir fark olduğunu fark ettim. Open Subtitles لكن في لحظة ما، أدركت أن هناك فرقاً شاسعا بين ما نعمل من أجله و ما نعيش من أجله
    Ama yine de sizlere verebileceğim bir şeyler olduğunu fark ettim, bu da arkamdaki bu adamın dünyaya verdiğidir -- Sokrates. TED لكنني أيضا أدركت أن هناك شيء واحد أستطيع أن أقدمه لكم. وهو الشيء الذي قدمه الشخص الذي خلفي هنا إلى العالم "سقراط"
    Bu yüzden, orada deniz aşırı hayatını kaybeden insanlarımızla alakalı bir olay olduğunu fark ettim. Fakat can kayıplarının büyük bir kısmı sivil kayıplarıydı. TED وهكذا أدركت أن هناك مشهدا يتعلق بمواطنينا الذين كانوا يموتون خارج البلاد، ولكن القدر المتفاوت من الضحايا كان من الضحايا المدنيين.
    Hakkında bilmediğim çok şey olduğunu fark ettim. Open Subtitles فقط أدركت أن هناك الكثير مما أجهله عنك
    Bu dünyada Arnold Flass'ten çok daha iyi adamlar olduğunu fark ettim. Open Subtitles لقد أدركت أن هناك رجال أفضل في العالم من (أرنولد فلاس)
    Celia'dan daha önemli şeyler olduğunu farkettim. Open Subtitles أدركت أن هناك أموراً أهم من (سيليا)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus