"أدلته" - Traduction Arabe en Turc

• ipuçlarını
• kanıt

Mason'ın ipuçlarını FBI ile paylaşma gibi bir niyeti yok.
كيسون) ليست لدية أدنى نية في) مشاركة أدلته مع المباحث الفيدرالية

- Kendi ipuçlarını kovalıyor.
إنه ، يبحث عن أدلته الخاصة

Evet, çünkü tüm ipuçlarını yitirdi.
...أجل ، لأنه فقد كل أدلته

Aksi takdirde yalnızca kulağa hoş geleni paylaşmış oluruz, kanıt olsun ya da olmasın.
و إمّا سنشارك ما يبدو جيداً فقط بغض النظر عن أدلته

Dexter'la Speltzer'ın anıtmezardaki eğlence odasını da kontrol ettik ama kurbanlarına dair hiçbir kanıt çıkmadı.
أنا و ديكستر بحثنا في ضريح رجل الكهف الخاص به للحصول على أدلته على ضحاياه هناك

Her yerde değil, özellikle, öne çıkan konularda değil, ama Holokosta atıf yaptığı her örnekte kanıt olarak sunduğu şeyler çarpıtılmıştı, yarı doğru bilgiler vardı, tarihiyle oynanmıştı, sonuçları değiştirilmişti orada olmayan birinin bir toplantı yaptığını söylemesi gibi.
ليس في معظم الحالات، وليس في أغلب الحالات، ولكن في كل حالة منفردة أشار فيها إلى المحرقة، أنّ أدلته المفترضة مشوهة، أنصاف حقائق، تغيير في التواريخ، تغيير في تسلسل الأحداث، شخص يحضر اجتماعاً وهو لم يكن هناك.