Bazen kaygı verici bir adam olabiliyorsun. Bugün beni kenara çekip, konuşmak istedi. | Open Subtitles | ممكن أنك الشخص المقلق أخذتني جانباَ أرادت التحدث اليوم |
Fazla ciddiydi, efendim. Sizinle bizzat konuşmak istedi. | Open Subtitles | لقدكانتصارمةجداًياسيدي, لقد أرادت التحدث معك شخصياً. |
konuşmak istedi ama konuşamadı. | Open Subtitles | أظن إنها أرادت التحدث, لكن لم تستطع |
O babasıyla ilgili konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أرادت التحدث عن والدها |
Annem seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | امي أرادت التحدث إليك |
Benimle bir konu hakkında konuşmak istiyordu ama yönetim kurulu toplantısı için hazırlanıyordum. | Open Subtitles | أرادت التحدث معي بشأن أمرٍ ما, لكن... كنت مشغولاً في اجتماع للمجلس |
Evet, cekete gitmeye baktığımızda orada kimin olduğuyla ilgili elemanla konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، قالت أنها أرادت التحدث مع الموظف الذي كان موجودًا عندما سحبنا المعطف |
Seninle konuşmak istedi, ama evde değildin. | Open Subtitles | أرادت التحدث لك لكنّك لم تكن بالمنزل |
Çünkü annen biriyle konuşmak istedi. | Open Subtitles | لأن امكِ أرادت التحدث مع أحدهم. |
Bebek hakkında konuşmak istedi. | Open Subtitles | أرادت التحدث بشـأن هـذه الصغيرة |
Polis, Dani hakkında onunla konuşmak istedi. | Open Subtitles | الشرطه أرادت التحدث معه حول داني |
Seninle Roger Parsons hakkında konuşmak istedi. | Open Subtitles | أرادت التحدث إليك بخصوص (روجر بارسونس) |
Biliyorum. Benimle Şikago hakkında konuşmak istiyor. | Open Subtitles | أرادت التحدث معي بشأن "شيكاغو" |
konuşmak istiyor. | Open Subtitles | حسناً, أرادت التحدث. |
Dinle, Marjorie gerçekten seninle konuşmak istiyor... | Open Subtitles | إسمعـي، (مارجوري) أرادت التحدث معـك |
Annesiyle konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | لقد أرادت التحدث مع والدتها . |
Agnes konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | (أغنيس) أرادت التحدث |
Orada olanlar ve burada olanlar hakkında benimle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أرادت التحدث عن الذي حصل هنا وهناك |