"أراد التحدث" - Traduction Arabe en Turc

• konuşmak istedi
• konuşmak istediğini
• konuşmak istiyor
• konuşmak istiyordu
• konuşacakmış
• konuşmak istemiş
• konuşmak isterse
• konuşmak istiyorsa

Havaalanından direk buraya gelmiş. Seninle konuşmak istedi.
لقد أتى من المطار مباشرة لقد أراد التحدث معك

Senin telefonun. Seninle konuşmak istedi.
حسناً، إنه هاتفك، لقد أراد التحدث إليك

Onun benim için endişelendiğini ve... ..olanlar hakkında konuşmak istediğini biliyordum.
كنت اعرف أنه كان قلق علي اعلم أنه أراد التحدث عما جرى

AA'e gitmeyi kabul etti ve seninle konuşmak istiyor.
وافق الذهاب لبرنامج التغلب على ادمان الكحول و أراد التحدث, إليك

- Sizinle konuşmak istiyordu. Ne kadar çabuk olsa o kadar iyi.
أراد التحدث معك لقد إعتقدت بأنك ستأتي إلى البيت مبكرا

Seninle önemli bir şey konuşacakmış.
أراد التحدث إليك وقال إن الأمر مهم

Federaller onunla konuşmak istemiş, o ise saklanmayı istemiş.
مكتب التحقيقات الفيدرالية أراد التحدث معها لكنها...

Kim konuşmak isterse, öne çıksın ve 15 dakika içinde bundan kurtulalım.
فليتقدم أياً من أراد التحدث وسنخرجُ من هنا خلال ربع سـاعة تماماً

Benimle konuşmak istedi ama çok meşguldüm.
أراد التحدث إلي لكنني كنت مشغولة للغاية

Seninle konuşmak istedi.
أراد التحدث إليك

Benimle konuşmak istemedi. Kendi hemcinsinden biri ile konuşmak istedi.
فعندما عاد (توم)، كان محرجاً و لم يرد التحدث معي، بل أراد التحدث إلى رجلٍ آخر

Bu yüzden benimle konuşmak istedi.
ولهذا أراد التحدث معي

Magge kulağıma bir telefon dayayarak Zala'nın benimle konuşmak istediğini söyledi.
وضع (ماغي) الهاتف على إذني وأخبرني أنّ (زالا) أراد التحدث معي

Benimle ne konuşmak istediğini biliyor musunuz?
هل تعرف ما أراد التحدث معي بشأنه؟

Ön büroyu arayıp... bizimle konuşmak istediğini söylemiş.
يتحدث لقد قام بالاتصال أراد التحدث الينا .

Şu anda konuşmak istiyor ama. Bu da seni işe yarar yapıyor.
أراد التحدث الآن، مما يعني أنك مفيد.

Peki, madem benimle konuşmak istiyor, neden adam olup buraya gelip kendisi konuşmuyor da, küçük bir çocuk gönderiyor?
حسنا، لماذا لا تخبر (دوم) أنه لو أراد التحدث معي، يستطيع القدوم إلى هنا ويتصرف كرجل لعين ولا يرسل ولدًا صغيرًا للتحدث بدلًا عنه؟

Sizinle konuşmak istiyordu. Daha erken eve geleceğini sanıyordum.
أراد التحدث معك لقد إعتقدت بأنك ستأتي إلى البيت مبكرا

Hindistan'dan gelen adam kitap yazmıyordu. Benim hakkımda konuşmak istiyordu.
هذا الرجل الهندي لم يكن يؤلف كتاياً لقد أراد التحدث ليّ

- Benimle mi konuşmak istemiş?
-هل أراد التحدث معي؟

Patronunuza söyleyin, eğer konuşmak isterse onunla mahkemede görüşürüz.
أخبري رئيسك إذا أراد التحدث فسأراه في المحكمة

Kapatıyorum. Ernesto'ya da söyle, benimle konuşmak istiyorsa kendisi arasın.
"يجب عليّ الذهاب، وأخبري "إرنستو" إذا أراد التحدث معي ، فليتصل بي أولاً