İkinci iyi haber; bu gerçekten iyi bir haber: [Kadınları anlatan veya kadınların yaptığı filmler daha çok para kazanıyor.] | TED | الخبر الجيد رقم اثنان، وهذا خبر جيد بالفعل: أفلام النساء تحقق أرباحًا أكثر. |
Kapalı olması ve hâlâ para kazandırması dışında. | Open Subtitles | ما عدا أنه مغلق وبالرغم من ذلك ما زال يحقق أرباحًا |
Gördüğüm finansal bilgilere bakacak olursak 8 haneli sayılarda para aklıyor. | Open Subtitles | بُناءً على المعلومات الماليّة التي رأيتها، إنّه يغسلٌ أرباحًا في حدود ثماني خانات. |
(Gülüşmeler) Belki Toyota'nın bir desteği vardır fakat Toyota'nın bile lüks araçlardan kazandığı para ucuz araçlardan daha az fazla. | TED | (ضحك) ربما كان لدى تويوتا حافزًا هناك، ولكن حتى التويوتا تحقق أرباحًا أكثر من السيارات الفاخرة، وأقل من السيارات الرخيصة. |
- Çünkü hep para kazandırır. | Open Subtitles | -إلا أنها تجني أرباحًا جمّة |
- Çünkü hep para kazandırır. | Open Subtitles | -إلا أنها تجني أرباحًا جمّة |