tüm Dünya bütün evrendeki yıldızları temsil edecek kadar kumsala sahip değil. | TED | وكل مساحة الأرض لا تكفي شواطئها لتمثيل النجوم في كافة أرجاء الكون. |
tüm Avrupa'da, 10 milyon erkek savaşmak için askere alındı. | Open Subtitles | توجه نحو القتال 10 ملايين رجل في كل أرجاء أوروبا |
Ülkenin dört bir yanına sahte planlar yerleştirip birini almamız için beklediler. | Open Subtitles | لقد زرعوا خططاً مزيفة في كل أرجاء الدولة وانتظرونا فقط لنأخذ أحدها |
Ve siz, sırf kasabanın etrafında dolaşan başsız... bir süvari söylentisi duydunuz diye, tüm bu olanları şaka mı sandınız? | Open Subtitles | وأنت تتصورون أنه، لمجرد سماعكم لإشاعة ما، بشان فارس مبتور الرأس، يتجول في أرجاء البلدة، أهذه مجرد مزحة كبيرة برمّتها؟ |
Evin her yerine kusar ve her şeyin üstüne tüy dökerler. | Open Subtitles | يقومون بالتقيؤ في كافة أرجاء المنزل و يقومون بتمزيق كل شيء |
Yeni yıl -- dünyadaki tüm insanlar için taze bir başlangıcın kutlanması. | Open Subtitles | يحتفل الناس في كافة أرجاء المعمورة ببداية جديدة لهم في العام الجديد |
tüm dünyaya yayılan uzak atalarımız tarafından oraya konulmuş ve asla da bastırılamaz. | TED | لقد تم توارثها من أسلافنا الأوائل الذين انتشروا في أرجاء العالم، و لن تطفأ أبدا. |
Görüyorsunuz, tüm ülke genelinde güneş ve rüzgar olanağı var. | TED | تأمل، لديك فرص للطاقة الشمسية وطاقة الرياح في كل أرجاء البلاد. |
Sensöre göre, bütün binayı kapsayan bir ısı kaynağı görülüyor. | Open Subtitles | طبقاً لجهاز الاستشعار فهناك أجساد حرارية في كافة أرجاء المبنى |
Gazyağı ve kömür değer zincirleri, bunu çoktan çözmüşler: bu yakıtlar bütün ülke genelinde kolayca bulunur. | TED | أظهرت سلاسل القيمة في الكيروسين والفحم النباتي ما يلي: مصادر الوقود هذه واسعة الانتشار في أرجاء البلاد. |
Şehrin dört bir yanında izledim adamları ama bir işe yarayacak gibi durmuyorlar. | Open Subtitles | لقد ظللت أتعقبهم بكافة أرجاء المدينة لكن لا يبدوا أنهم على علم بالكثير |
Böylece dünyanın dört bir yanından tasarımcılar ürünlerini insan sağlığı ve ekolojik sağlık bakımından milyonda bir parçacığına kadar analiz edebilirler. | TED | وهكذا بإمكان المصممين في كل أرجاء العالم تحليل منتجاتهم وصولأ الى أجزاء من المليون لما يتعلق بصحة الإنسان والبيئة. |
Babam sürekli evin etrafında ıslık çalardı, ve ben bunun ailemizde iletişimin bir parçası olduğunu düşünürdüm. | TED | كان والدي يصفر دائما في أرجاء المنزل . فظننت أن ذلك جزء من التواصل و التخاطب في عائلتي. |
Ama başkanlık için Şehrin her yerine adını yazmaya cesareti var. | Open Subtitles | لكن لديه الجرأة ليضع إسمه على اللافتات في جميع أرجاء البلدة |
O sarhoş orospu çocuğu her yere bunlardan fırlatmaya başladı. | Open Subtitles | ذلك الحقير الثمل راح يرمي بها في كافة أرجاء المكان |
Bu hareket Kuzey Kaliforniya ormanlarında iki küçük çocukla birlikte başladı ve bugün tüm dünyaya yayılmış durumda. | TED | بدأ الأمر بسبب طفلين صغيرين في غابات كليفورنيا الشمالية، واليوم انتشر في جميع أرجاء العالم. |
Belki de bunu kutlamak için kafesimin etrafına dışkı atarım. | Open Subtitles | ربما يجب أن أقذف بعض البراز في أرجاء قفصي إحتفالاً |
Bu yüzden karar verdik; neden kadınların ve beyaz olmayan insanların AG anıtlarını Şehrin her tarafına dikmiyorduk ki? | TED | لذا قررنا، لماذا لا نقوم بتشييد مجموعة من آثار الواقع المعزز للأشخاص والنساء السود في كافة أرجاء المدينة؟ |
Annem bir sanatçıydı ve büyürken evin her tarafında sanat malzemeleri vardı. | TED | كانت أمي فنانة، و خلال فترة نموي، كانت مستلزمات الرسم في كل أرجاء المنزل. |
Farklı zamanlarda, farklı yerlerde. Sanki evrenin her yerinde bu yazıyor. | Open Subtitles | ،أزمنةٍ مختلفة، وأماكن مختلفة . كأنه مكتوبٌ في كل أرجاء الكون |
Şehrin her yerinden 5,000'den fazla yasadışı bina yıktık - en yükseği sekiz katlıydı. | TED | قمنا بهدم اكتر من 5000 مبنى غير مصرح به في أرجاء المدينة أعلى مبنى كان بارتفاع 8 طوابق |
Dünya genelinde 27 milyon insan görme engelli, ve 127 milyon kişi görme bozukluğundan şikayetçi. | TED | 37 مليون في أرجاء العالم هم من المكفوفين، و أيضا 127 مليون آخرين يعانون من تلف في البصر. |