Beni hemen affetmeni beklemiyorum ama şunu söylemek istedim eğer yapmamı istediğin bir şey varsa, yaparım. | Open Subtitles | لكنني أردّت القول. لو هنالك شيءٌ تريدين منّي فعله, سأفعله. |
Beni affetmesini istedim, ama çoktan gitmişti. | Open Subtitles | أردّت سؤالها كيّ تغفر ليّ، لكنّها قد ماتت. |
Ben de senin için bir şeyler yapmak istedim. | Open Subtitles | لقد فعلتي الكثير من أجلي أردّت أن أفعل شيء من أجلكي ، أيضا |
İlk kez bir köpeğe, biraz yavaşlayıp çiçek koklamaktan vazgeçmesini söylemek istedim. | Open Subtitles | هذه أول مرة أردّت بها ان أخبر كلبًا بأن يتأن و يتوقف لشم الورود. |
Bunu farkeden her insanın vereceği cevap, eğer bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan kendin yapmak zorundasın. | Open Subtitles | الجواب هو بأن على كل فرد أن يُدرك أنّه إذا أردّت القيام بشيء بشكلٍ صائب، عليك أن تقوم به بنفسك. |
Gerçekten sihir yapmak istiyorsan bana din muhabbeti yapmayan bir erkek arkadaş bul. | Open Subtitles | لو أردّت القيام ببعض السحر الحقيقي أعثري لي على صديق لا يعتنق جميع الديانات و أنا معه |
Yani, ben bir kıza çiçek vermek istedim ve bıçaklandım. | Open Subtitles | حسناً, أردّت إعطاء الفتاة زهرة ثم طُعنت |
Bu yüzden size özel bir armağan vermek istedim. | Open Subtitles | لذلك، أنا أردّت إعطائك هديّةً مميّزةً. |
Bilgiyi kontrol etmek istedim. | Open Subtitles | أردّت أن أتحقق من تلك المعلومات. |
Onu evine ulaştırmak istedim. | Open Subtitles | أردّت إيصاله لموطنه. |
Seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | أردّت الحـدّيثَ معـكَ فحسّـب. |
Durmadan konuşmamı istiyorsan ya da konuşmamı istemiyorsan çekinme söyle. | Open Subtitles | إن أردّت مني الحديث لعصور أو إن لمَ ترد مني الحديث، |
Uyumak istiyorsan işlemlerinin tamamlanıp üst kattaki hücreye götürülmen gerek. | Open Subtitles | إن أردّت ان تنام، عليك ان تنتَظر حتى إنتهاء معاملاتكّ و إرسالك إلى زنزانتك بالطابق العلوي. |