2008'de Arlington'daki bir kadına 3 kere 200,000 dolar ödemiş. | Open Subtitles | عام 2008، دفع 200,000 على ثلاث دفعات لشابة في أرلينغتون |
Bunu Arlington mezarlığına gömülmeden... yapmak için üç günümüz var. | Open Subtitles | قبل أن يدفن في أرلينغتون والذي سيحدث خلال ثلاثة أيام |
Arlington Stewart, hastaneye gittikten birkaç saat sonra öldü. | Open Subtitles | ستيوارت توفي في أرلينغتون في طريقه الى المستشفى |
Gıcıklıklarının, Arlington polisini ne kadar rahatsız ettiğini umursamayan CIA Ajanı Chuck Stone. | Open Subtitles | عميل المخابرات تشاك ستون الذي لا يهتم كم أن سلوكه يزعج المسؤول عنه في أرلينغتون |
Bir söylenti çıkmıştı, Arlington civarında çalışan çok gizli bir rus köstebeği hakkında. | Open Subtitles | كان هناك إشاعة عن عميلة روسية تعمل بغطاء عميق حول أرلينغتون |
Sürücümüz 17 yaşındaki Arlington tepelerinden Trevor Madison. | Open Subtitles | السائق هو تريفور ماديسون ذو 17 عاما من منطقة أرلينغتون هايتس |
Son senatör daha sonra ebedi dinlenmeye yeri olan son Başkan olan kardeşinin yanına Arlington Ulusal Mezarlığına götürüldü. | Open Subtitles | السيناتور الراحل نقل ,إلى مثواه الأخير بجانب أخاه, الرئيس الراحل في مقبرة أرلينغتون الوطنية |
Çok fazla gizli servis ajanı Arlington'a gömülmüyor. | Open Subtitles | ليس الكثير من عملاء الخدمة السرية دُفنوا في أرلينغتون |
Yedi saat içinde, Arlington'dan çıkıp, olay komuta merkezinden bölgeye araba sürüp, İHA'ları uçurup, veriyi işleyip, Arlington komuta merkezine arabayla geri dönüldü -- yedi saat. | TED | خلال سبع ساعات، متجهين من أرلينغتون، قدنا من مركز قيادة الحوادث إلى الموقع، وطيرنا المركبات الجوية بدون طيار، وعالجنا البيانات، وقدنا مرة أخرى إلى مركز القيادة في أرلينغتون خلال سبع ساعات. |
Bir ay önceki Arlington Springs'teki baskının olduğu tarihe ait. | Open Subtitles | وتاريخها شهر قبل المداهمة في "أرلينغتون سبرينغز" |
- Bu yüzden geldim. Gazi İşleri kayıtlarına göre Arlington'da gömülüymüş. | Open Subtitles | لذلك أنا هنا، وفقاً لسجلات شوؤن المحاربين فإن "كوين" قد دفن في "أرلينغتون". |
Kennedy'nin kalıntılarının buraya, Arlington'a girmiş olması bile bizim için büyük bir olay. | Open Subtitles | لَهِيَ سذاجة منّا أنْ نتصور أنّ بقايا (كينيدي) قد دُفِنَت بالفعل بمقبرة (أرلينغتون) |
Gidiyoruz. Arlington'da bir denizci vurulup öldürülmüş. | Open Subtitles | انهـض ، بحريـة أرْدَت و قتلت متسللاً في "أرلينغتون". |
Arlington polisinin bulduğu kimlik doğrulandı. | Open Subtitles | لدينا نفس الهوية التي حصلت شرطة "أرلينغتون" عليها |
Arlington'da ölü bir denizci yedek askerimiz var. | Open Subtitles | لدينا جندي إحتياط بحري متوفي في "أرلينغتون". |
Arlington Metodist Hastanesi'ne uğrarız sonra 66. otoyoldan Beltway'deki bırakma noktasına gideriz, olur mu? | Open Subtitles | "أرلينغتون الميثودية" ومن ثم 66 إلى الطريق السريع حتى الموقع المحدد؟ |
Henüz Arlington Metodist Hastanesi'ndeki bıçaklanan kurbanla ilişki kuramamışlar ama kurmalarının çok uzun süreceğini sanmam. | Open Subtitles | لم يربطوها بضحية مطعونة في "أرلينغتون الميثودية" بعد لكن لا أعتقد أنَّ الأمر سيدوم طويلاً. |
515 Kuzey Alfred Caddesi, Arlington, Virginia. - Orada kim oturuyor? | Open Subtitles | رقم 515 في شارع (نورث ألفريد) بـ(أرلينغتون)، (فرجينيا)، من يقيم هناك؟ |
Şifreyi çözmesi için Arlington'dan kod kırıcı getirdik. | Open Subtitles | وأحضرنا خبيراً في فك الشفرات من جامعة "أرلينغتون" ليحاول حلها |
Arlington'a hoş geldiniz Bayan Kennedy. Teşekkürler. | Open Subtitles | -مرحباً بكم في "أرلينغتون"، سيدة "كينيدي ". |