Kendi yaşımdan bir kadınla da iyi bir gece geçirebileceğimi gösterdiğin için. | Open Subtitles | لأنكِ أريتيني بأنني من الممكن أن أحظى بأمسية لطيفة مع إمرأة بعمري |
Bana gösterdiğin o parça çok sanatsaldı. | Open Subtitles | هذا القطعة التي أريتيني إياها منحوتة بفن عالي |
Eğer bir ara fotoğrafını gösterdiğin adamdan bahsediyorsanız, | Open Subtitles | اذا تتكلمين عن نفس ذلك الرجل الذي أريتيني صورته ذلك اليوم |
İyi olmanın kötü bir şey olmadığını bana sen gösterdin. | Open Subtitles | لقد أريتيني انه جيد أن يكون الشخص محترم. |
Belki de sen bana sevmeyeceğim bir yönünü gösterdin. | Open Subtitles | ربما أنتِ أريتيني جانب منك . لا أعلم أنه سيعجبني |
Bana gösterdiğin şeyi. | Open Subtitles | -تلك الحركة التي أريتيني إياها .. |
Naomi, bana gösterdiğin her şey mükemmel. | Open Subtitles | (نايومي) كل ما أريتيني إياه كان مثاليًا جدا، |
Sonra da yemek odası halısı üzerindeki kan lekesini gösterdin. | Open Subtitles | ثم أريتيني بقعات الدّم على طاولة الطعام ايفا : |
Profesyonel olmadığımı gösterdin bana. | Open Subtitles | do you want to touch me now? أنت حقاً أريتيني كيف يمكنني . أن أشعر بغير المهنية |
Bana nasıl mücadele edileceğini gösterdin. | Open Subtitles | لقد أريتيني كيفَ أقاتل |