"أريد أن أخسر" - Traduction Arabe en Turc

• kaybetmek istemiyorum
• kaybetmek istemem
• kaybetmek istememiştim

Bak, formumun zirvesinde olmadığımı biliyorum ama kitabımın en zorunlu kısmını kaybetmek istemiyorum.
أنا لست متأكداً , أني أشتري ذلك جايني كونز إنظري , أعرف أني لست بقمة لعبي هنا ولكني لا أريد أن أخسر

Sırf bu işi yapabilmek için benliğimi kaybetmek istemiyorum.
لا أريد أن أخسر نفسي هذا ما يجعلني أؤدي عملي

Sis makinesine yatırdığımız parayı kaybetmek istemiyorum.
أنا لا أريد أن أخسر العربون بسبب هذه الاله

Kurumu kaybetmek istemiyorum ama ama onun ne hissettiğini öğrenene kadar bunun bir sır olarak kalmasını istememin neresi yanlış?
لا أريد أن أخسر المؤسسة ولكن ما الخطأ في رغبتي إبقاء الأمر سرا لوقت يكفي لأكتشاف كيف يشعر حقا؟

Tüylü sepetimi ya da çıngıraklı topumu kaybetmek istemem!
لا أريد أن أخسر سلتي المريحة ولا كرتى التي أدفعها على الأرض بأنفي

Sadece Helen'ı kaybetmek istememiştim.
لم أكـُـن أريد أن أخسر (هيلين).. ؟

Yakında büyük bir teftiş olacak ve televizyon önceliklerimi kaybetmek istemiyorum.
هنالك تفتسش كبيرٌ قادم ولا أريد أن أخسر امتيازاتي التليفزيونية

Şunu da bil ki dün geceden sonra, bir daha benim için değerli birini kaybetmek istemiyorum.
و أريدك أن تعرفي هذا بعد ليلة البارحة لا أريد أن أخسر أي شخص يهمني بعد اليوم

Elimdeki bu kücük seyleri de kaybetmek istemiyorum, tamam mi?
ولا أريد أن أخسر القليل الذي معي، حسناً؟

Bekaretimi bir arabanın arkasında bana baskı yapa bir çocuğa kaybetmek istemiyorum.
لا أريد أن أخسر عذريتي في المقعد الخلفي لسيارة مع شخص يضغط عليّ

Ben ayrılmak gerektiğini düşünüyorum, Hareket yakında gelip onları kaybetmek istemiyorum,
أعتقد يجب أن نذهب الغروب قادم وأنا لا أريد أن أخسر الوقت

Bilmiyorum, ama bu süreç içinde bir dostumu kaybetmek istemiyorum.
لا أعرف فقط لا أريد أن أخسر صديقة

Kızımızı tekrar kaybetmek istemiyorum, Harold.
أن الا أريد أن أخسر إبنتنا ثانية هارولد

Mülteci işlemlerine tabi tutulacak ve bu yüzden işimi kaybetmek istemiyorum.
أنا لا أريد أن أخسر عملي بسبب هذا

Çocuklarımı senin gibi kaybetmek istemiyorum.
لا أريد أن أخسر أطفالي بهذه الطريقة

Tüm söylediğim, kaybetmek istemiyorum.
كل ما أقوله أنني لا أريد أن أخسر

Tüm söylediğim, kaybetmek istemiyorum.
هذا كل ما أقوله أنني لا أريد أن أخسر

Lyndsey'i kaybetmek istemiyorum, onu seviyorum.
أنا لا أريد أن أخسر لينزي انا أحبها

Ben adamlarımı kaybetmek istemem.
أنا لا أريد أن أخسر أيّ أحد من رعاياي ، وبما أنك تشكو من الأجرة

Sadece Helen'ı kaybetmek istememiştim.
لم أكـُـن أريد أن أخسر (هيلين)..