"أزمات" - Traduction Arabe en Turc

    • kriz
        
    • krizler
        
    • sorunlarımızdan
        
    • krizi
        
    Bu kriz sürecinde güçlü bir liderliğin devamı çok önemli. Open Subtitles في زمن أزمات كهذه، من الحيوي الحفاظ على قيادة قوية.
    50 iç içe geçmiş problemi içeren 13 sayfalık bir kriz belgesi var. TED فهنالك وثيقة أزمات تضم ١٣ صفحة و تحمل ٥٠ مشكلة متشابكة بينها.
    2005'de, yani 10 yıl sonra, politik kriz ve ekonomik kriz zamanında, yoksul insanların dağılımı yüzde 31'e geriledi. TED وسط أزمات سياسية واقتصادية انخفضت حصة الفقراء إلى 31 بالمئة
    Çevre ve sağlıkla ilgili krizler evrensel. TED فالأزمات الصحية والبيئية تعدّ أزمات عالمية.
    Süre gelen sağlık sorunlarımızdan işte. Open Subtitles جزء من استمرننا خلال أزمات الرعاية الصحية
    Ne yani hep soygun ve kalp krizi olacağını mı sanıyordun? Open Subtitles ماذا؟ أأعتقدت أنها كلها ستكون حالات سرقات مسلحة أو أزمات قلبية؟
    Günümüzde artık bir tane kriz yok; birden çok mülteci krizi var. TED الآن، لا توجد أزمة لاجئين واحدة، ولكن عدد من أزمات اللاجئين.
    Cesur, becerikli ve kriz anında başkalarını düşünebiliyor. Open Subtitles شجاعة و ملمّه ، و أنها تفكر في أزمات الآخرين
    kriz dönemleri, şuan içerisinde bulunduğumuz kriz gibi geçmişimiz hakkında düşünmek için çok iyi bir zaman. Open Subtitles وهكذا فأن حقبة أزمات كهذه التى نعيشها الأن هى فترة ملائمة تماماً للتأمل ملياً فى التاريخ
    Ve bu hastane, 1974'de bile kriz yeriydi. Open Subtitles و بالعودة إلى عام 1974، كان يُعدّ مشفى أزمات
    Haftanın her günü, karşına aldığın her aile, kriz içindeki aileler oluyor. Open Subtitles جميع العائلات اللتي تأتي إليك كل يوم ، و كل الاسبوع ، وهم يعانون من أزمات.
    Senin yarattıkların dışında başka bir kriz daha yaşanmamalı. Open Subtitles لا يوجد أزمات تلوح في الأفق سوى تلك التي إختلقتها
    İklim krizinin bizim için ortaya çıkardığı ikinci dereceden, daha hain ve daha yayılmacı bir kriz ki bu da aracılık krizidir yani ne yapılacağı krizidir. TED ما كشفته لنا أزمة المناخ ثانوي ، وأكثر مكراً وأكثر الأزمات وضوحاً ، التى هي أزمات الوكالة ، التى هي معنية بمعالجتها .
    Ve Ernie, kriz danismani olmaya niyetli. Open Subtitles وإرني لقد صمم على أن يكون مستشار أزمات
    Her şeyden önce, çatışma ya da kriz olmayan bir senaryo yazarsan izleyicileri gözyaşlarına boğarsın. Open Subtitles أولاً عليك كتابة سيناريو ... بدون نزاعات أو أزمات ستجعل المشاهدين يبكون من شدة الضجر ...
    Avro bölgesinde kriz ve bölünmeler yerine bugün Doğu ve Batı ayrımı olmayan gerçek Avrupa'ya doğru biz büyük bir adım atıyoruz. Open Subtitles اليوم، نولي الأدبار أزمات وانقسامات منطقة أوربا وعوضًا عن ذلك نخطو خطوة عملاقة نحو أوربا الحقيقية حيثما لافرق بين الغرب والشرق
    Bu etki, istatistiği iyi anlayan katılımcılarda yani peş peşe zar atışlarına bahse giren öğrencilerden, diplomatik kriz olasılıklarını tahmin eden dış politika uzmanlarına kadar, birçok çalışmada gözlemlenmiştir. TED هذا التأثير قد تم ملاحظته خلال دراسات عديدة، متضمنًا دراسات بمتشاركين على علم جيد بالإحصائيات- من طلاب يتراهنون على تسلسل لفات النرد، حتى خبراء بالسياسة يتنبأون باحتماليات حدوث أزمات دبلوماسية.
    Tamam, hipertansif krizler geçiren yedi yaşındaki bir çocuğun ayırıcı tanısı ne? Open Subtitles حسناً، ما التشخيص لطفل في السابعة من عمره يعاني من أزمات ضغط مرتفع؟
    Tamam, hipertansif krizler geçiren yedi yaşındaki bir çocuğun ayırıcı tanısı ne? Open Subtitles حسناً، ما التشخيص لطفل في السابعة من عمره يعاني من أزمات ضغط مرتفع؟
    Hastalar felç, nöbet, körlük ve şiddetli krizler geçiriyordu. Open Subtitles مريضات الهيستيريا كن يصبن بالشلل و العمي و تأتيهن أزمات و نوبات عنيفة
    Süre gelen sağlık sorunlarımızdan işte. Open Subtitles جزء من استمرننا خلال أزمات الرعاية الصحية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus