Sana onları dışarı atmanı söylediysem sebeplerim vardır herhalde. | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تلقيهم خارجاً، فأنا بالتأكيد لدىَّ أسبابى |
Geriye dönüp baktığımda, Jackie'nin annesini terk etmek için sebeplerim vardı, o zamanlar bana mantıklı gelen sebepler. | Open Subtitles | بالنظر الى الوراء,أنا لدى أسبابى لترك والده جاكى أسباب كانت منطقيه بالنسبه لى فى وقتها |
Bu seni ilgilendirmez, ben bir profesyonelim ve kendimce sebeplerim var | Open Subtitles | هل خطر ببالك أننى محترف ولدى أسبابى ؟ |
Çalmak için sebeplerim vardı. Yokolup gideceğimden korkuyordum. | Open Subtitles | لدى أسبابى للسرقة أنا خائف من أنى سوف أختفى . |
Tanrı'nın işine akıl sır ermez, hem benim burada olmak için nedenlerim var. | Open Subtitles | للرب طرقه الخاصة ولدى أسبابى الخاصة لوجودنا هنا |
Fakat bencil sebeplerim var. | Open Subtitles | و لدى أسبابى الخاصة |
Fakat bencil sebeplerim var. | Open Subtitles | و لدى أسبابى الخاصة |
Bunu yapmak için sebeplerim var. | Open Subtitles | -لديا أسبابى لفعل هذا |
Kendi sebeplerim var. | Open Subtitles | لدى أسبابى |
Kendimce sebeplerim var. | Open Subtitles | -لَدى أسبابى |
Sebebinin sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum. nedenlerim beni ilgilendirir. | Open Subtitles | دوافعى ليس لها شأن بالموضوع,أسبابى ملكى |
Ama kalmak için kişisel nedenlerim var. | Open Subtitles | ولكنى لدى أسبابى الشخصيه لأبقى |