Dolabıma koymuştum, çünkü kayıp eşya birimine gidecek zamanım yoktu. Üzerinden uzun bir hafta sonu geçince, tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | لأنه لم يتسن لي الوقت كي آخذه إلى قسم المفقودات وذهبت في عطلة أسبوعية طويلة ونسيت كل شيء عنه |
Ve yaşlı Mitch bir hafta sonu her şeyi halletmek için gelir. | Open Subtitles | ميتش العزيز أتى ذات يوم عطلة أسبوعية و حل الأمر |
Sadece bir haftasonu olacaktı, ama sonra nasıl olduysa bir hafta oluverdi. | Open Subtitles | كانت ستكون مجرد عطلة أسبوعية ولكن بطريقة ما أصبحت أسبوعاً |
Kimse şehirdeki her erkekle yatmanı beklemiyor. Biz sadece haftalık bir gazeteyiz. | Open Subtitles | لا أحد يسألك معاشرة جميع الرجال، نحن صحيفة أسبوعية |
Sadece normal hayatlarımıza haftalık bir ara vermemiz ve yarattığı şeyleri takdir etmemiz anlamına gelebilir. | Open Subtitles | أخذ فترة راحة أسبوعية من حياتنا العادية و الإحتفال بخلقه العظيم |
Noel'den beri tek bir hafta sonunu bile evde geçirmedi. | Open Subtitles | لم يحضر إلى البيت لعطلة أسبوعية واحدة منذ الكريسماس |
Eğer bir hafta sonu daha iptal edersen... Kayda geçireceğim. | Open Subtitles | لو ألغيت عطلة أسبوعية أخرى، سأتقدم بهذه الأوراق. |
Eğer aileni ziyaret etmek için bir hafta sonu izni alamamak en kötüsüyse... | Open Subtitles | إذا لم تحصلي على إجازة أسبوعية لتزوري العائلة هو أسوأ شيء |
Daha karımı, kocasıyla harika bir hafta sonu geçirmeye bile ikna edemiyorum. | Open Subtitles | .. ما زلت لا أستطيع إقناع زوجتى بقضاء عطلة أسبوعية لطيفة مع زوجها |
Baş başa güzel bir hafta sonu geçirmek için can atıyorum. | Open Subtitles | أريد قضاء عطلة أسبوعية لطيفة وحدي |
İyi yakaladın. Bu basitçe boşa giden bir hafta sonu gibi. | Open Subtitles | وصفت الٔامر تماماً كعطلة أسبوعية مهدورة |
Bu hafta sonu "uzun" bir hafta sonu olacaktı. | Open Subtitles | أنهذهستكون.. عطلة أسبوعية طويلة .. |
Snoresville'de bir hafta sonundan bahsediyordu. | Open Subtitles | للحديث عن عطلة أسبوعية في سنروفيل |
Uzun bir hafta sonu tatili yeter. | Open Subtitles | عطلة أسبوعية طويلة ستفي بالغرض |
Tamam, pekâlâ çocuklar, çok eğlenceli bir hafta sonuydu. | Open Subtitles | ،حسناً، أيها الرفاق ! كانت عطلة أسبوعية ممتعة حقاً |
Herkese bir hafta tatil verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيت كل شخص عطلة أسبوعية. |
Benim size teklifim ise bana haftalık bir şekilde film listelerini DVD olarak temin etmeniz halinde, film başına 8 dolar tam olarak ve nakit. | Open Subtitles | مالذي أقترحه هو أن أقدّم لك.. قائمة أسبوعية من العناوين التي أحتاج.. وأنت تزوّدني بالأقراص، وأدفع لك 8 دولارات للواحدة |
Sonra da kendi cep telefonu numaralarından, kendi sesleriyle, haftalık bir kişisel mesaj üretiyoruz. | Open Subtitles | ثم نؤلف رسائل شخصية أسبوعية باستخدام أصواتهم ومرسلة من أرقام هواتفهم النقالة |
- Evrensel Özgürlük Ordusu hakkında haftalık bir dizi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا مهتمة بأعداد حلقات درامية أسبوعية... |
Bütün bir haftasonu ortadan kaybolamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الإختفاء لعطلة أسبوعية بأكملها |