İşteki ilk haftam. Öylece çıkıp gidemem. | Open Subtitles | إنه أسبوعي الأول في العمل لا أستطيع أن أغادر |
İşteki ilk haftam ve kapı görevindeyim tamam mı? | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأنه أسبوعي الأول في العمل وأنا في مهمة مسؤول البوابة، صحيح ؟ |
Buradaki ilk haftam, sen de ilk müşterimsin. | Open Subtitles | هذا أسبوعي الأول هُنا وأنت زبوني الأول |
Sekiz yıl önceydi... New York'ta ilk haftamdı... | Open Subtitles | كان هذا قبل ثمانية سنوات، أسبوعي الأول في نيويورك |
Benim için hatırlanmaya değer, çünkü ilk haftamdı, ve ilk test alanımdı | Open Subtitles | أنا أتذكر لأنه كان في أسبوعي الأول وكنت فقط أقوم بإختبار ضحكتي الجديدة |
Demek istediğim şu ki, senin köşkteki ilk haftan benim de ilk haftamdı. | Open Subtitles | ما أقوله هو أن أسبوعك الأول في المزرعة كان أسبوعي الأول أيضاً |
RAYBURN MECLİS OFİS BİNASI Hadi ama. Daha ilk haftam. | Open Subtitles | بحقك، يا رجل هذا هو أسبوعي الأول |
Bu ilk haftam. | Open Subtitles | إنها 2019 انه أسبوعي الأول. |
İlk haftam. | Open Subtitles | إنّه أسبوعي الأول |
Evet, hastanede ilk haftam. | Open Subtitles | نعم هذا أسبوعي الأول هنا |
NYDSA'daki ilk haftam. | Open Subtitles | [أسبوعي الأول في [نيادا، |
Üniversitedeki ilk haftamdı, ve Rex'in konuşma yaptığı genç demokrantların toplantısına gitmiştim onun akrdasından yürüdüm ve kendimi tanıttım. | Open Subtitles | كان أسبوعي الأول في الكلية و ذهبت لاجتماع الجمهوريين الصغار حيث ألقى (ريكس) خطبة و ذهبت إليه بعدها و قدمت له نفسي |
10.000 dolarını sadece lüks spor arabaların üstünde veya içinde seks yapan kadınları konu alan bir web sitesini almaya harcamıştı. (Gülüşmeler) Devlet hapishanesinde ilk haftamdı ve gerçekte olanların televizyondakiler gibi olmadığını hızla öğreniyordum. | TED | كان قد صرف 10,000 دولار لشراء موقع الكتروني خاصّ حصرا بنساء تمارسن الجنس فوق أو داخل السيارات الرياضيّة الفاخرة. (ضحك) كان ذلك أسبوعي الأول في السّجن الفيدرالي، وتعلّمت بسرعة، أنّه ليس مثل ما تروه على شاشة التلفزيون. |