Bir öğretmen olmak umurumda değil. Umurumda olan şey seninle olmak. | Open Subtitles | لا يهمني أن أكون أستاذًا بل ما يهمني أن أبقى معكِ |
İlkeli ve katı bir liderdi ve hepimiz için hem öğretmen hem arkadaştı. | Open Subtitles | كان مفكّرًا شموليًّا وقائدًا حازمًا وكان لكلّ الحاضرين منّا هنا الليلة أستاذًا وصديقًا. |
Burada hepiniz, ya bir arkadaşsınız ya da bir aile mensubu. Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz. Birçok durumda oy verensiniz. | TED | جميعكم هنا سواء أكان أحدكم صديقًا أو عضو أسرة، عاملًا أو زميلًا أو طالبًا أو أستاذًا أو ناخبًا في العديد من الحالات. |
Çok iyimser ve çok idealistti. Demek istediğim, öğretmen olduğu gün hayatının en mutlu günüydü. Ve galiba, ben sadece... | Open Subtitles | ، كان متفائلاً ومثاليًّا واليوم الذي أصبح فيه أستاذًا كان أسعد أيام حياته |
Çok iyimser ve idealist idi. Demek istediğim, öğretmen olduğu gün hayatında ki en mutlu günüydü. | Open Subtitles | ، كان متفائلاً ومثاليًّا واليوم الذي أصبح فيه أستاذًا كان أسعد أيام حياته |
öğretmen olmak umrumda değil. Tek umursadığım seninle olmak. | Open Subtitles | لا يهمني أن أكون أستاذًا بل ما يهمني أن أبقى معكِ |
Birincisi, ben bir öğretmen değilim. | Open Subtitles | اولاً, انا لستُ أستاذًا |