"أستحق أن" - Traduction Arabe en Turc

• hak ediyorum
• hak ettim
• olmayı hak
• hak etmedim
• hakkım
• kalmayı hak
• hak ettiğimi
• yaşamayı hak

Sadece ihtiyacın olduğunda arayacağın bir kız olmaktan fazlasını hak ediyorum.
أستحق أن أكون أكثر من فتاة تطلبها عندما تريد شيء ما

Arada bir, birazcık bencilce davranmayı hak ediyorum, o yüzden...
و ظننت، أتعلمين؟ أستحق أن أكون أنانية، من حين لآخر

O zaman bu senin hatan. Çünkü ayıplanmayı hak ediyorum. Hepsini.
إذن ذلك ذنبك أنت، أنا أستحق أن ألام على كل شيء

Sanırım makalede önce benim ismimin yazılmasını hak ettim.
أعتقد أني أستحق أن يذكري اسمي أولاً بمقالتنا

Gerzek hapiste olmayı hak ediyor. Dükkan soymak hiç akıllıca değildi.
هذا الأحمق أستحق أن يدخل السجن سرقة المتجر كانت فكرة سيئة

Çok sıkı çalıştım çocuklar. Bir kumsalda oturmayı hak etmedim mi?
أنا أعمل كثيرا , ياشباب ألا أستحق أن أجلس على الشاطيء؟

Bilmeyen tek kişi bensem, öğrenmeye hakkım var.
، لو كنت أنا الوحيد المهتم بهذا، فأنا رجل أستحق أن أعرف

Böyle ne olduğu belirsiz bir yerde kapalı kalmayı hak etmiyorum.
لا أستحق أن أحتجز في مكان رخيص كهذا.

Bunu hak ettiğimi düşünüyordum. Onları peşimde sürüklerken olanları hiç unutmayacaktım.
شعرت أنّي أستحق أن أسحبهما معي أنّى ذهبت كيلا أنسى أبدًا.

Başarısızlığım bunca hayata mal olmuşken yaşamayı hak etmiyorum.
لا أستحق أن أعيش عندما سبب فشلي في موت الكثيرين

Bu davayı kaybetmeyi hak ediyorum yargıç. Bence bu yeterince adil olur.
أستحق أن أخسر هذه القضية سيادة القاضي، فهذا من العدل.

Bence hiç değilse üzerinde görmeyi hak ediyorum.
وأظن على الأقل أني أستحق أن أراك مرتديته

Doğumumdan sorumluysan, kim olduğun konusunda daha çok şey bilmeyi hak ediyorum.
أنت كنت المسئول عن ولادتي، أستحق أن أعرف حقيّقتُـك

Bu suçlamalara cevap vermek için bir fırsatı hak ediyorum.
أستحق أن أنال فرصة للرد على هذه الاتهامات

Beyaz Saray'dan haber var mı? Pekâlâ, bir şeyler bilmeyi hak ediyorum.
أي رد من البيت الأبيض؟ حسناً، أستحق أن أعرف.

- O konuda bastıbacak olmayı hak ediyorum.
أنتِ فتاة أستحق أن احتفظ بعلاقة قصيرة على الجانب

Hayatımla ne yapmak istediğimi öğrenmeyi hak ediyorum.
أنا أستحق أن أكتشف ماالذيأريدأنأفعلهبحياتي.

Evet, Lex Luthor'a verilmeyi kesinlikle hak ettim.
نعم بالتأكيد أستحق أن أسلم إلى الرجل الفقير ليكس لوثر من أجل ذلك

Hayır. Yaptığım şeyden sonra o patlamada hak ettim.
لا، بعد ما فعلته كنت أستحق أن أموت في ذلك الإنفجار

Ancak o zaman yaşıtlarım en az onlar kadar orada olmayı hak ettiğimi görecekti.
عندها فقط يدرك الأشخاص من حولي أني أستحق أن أكون في هذا المكان تماماً كما يستحقون هم.

Burada olmayı hak ettiğimi biliyorum bu korkunç yerde.
أعرف أنني أستحق أن أكون هنا في هذا المكان الفظيع

Hak etmediğin bir bonus. Hiçbir yere gitmeyi hak etmedim.
. والتي لا تستحقها . أنا لا أستحق أن أذهب إلى أي مكان

Bunu hak etmedim!
ولا أستحق أن أراها، حتى أجعل كل هذا يتوقف.

Hayatımdaki insanlara ne olduğunu bilmek hakkım!
أعتقد أنني أستحق أن أعرف ماذا حدث لكل الأشخاص في حياتي

Nate'i kaybettim. Yalnız kalmayı hak ettim.
لقد خسرت ( نايت ) , أستحق أن أكون وحيدة

Bunu hak ettiğimi düşünüyordum. Onları peşimde sürüklerken olanları hiç unutmayacaktım.
شعرت أنّي أستحق أن أسحبهما معي أنّى ذهبت كيلا أنسى أبدًا

Bu acıyla yaşamayı hak ediyorum.
أنا أستحق أن أعيش مع هذا الألم