| Gözcü Birliği'yle yangın arasında bir bağlantı olmalı. | Open Subtitles | مما يعني أنه من المحتمل هناك صلة بين أسطول المراقبة و الحريق. |
| Güvenlik duvarı alarmlarını kapatmadan Gözcü Birliği'ni daha fazla araştıramam. | Open Subtitles | و لا أستطيع البحث بعمق أكثر من ذلك بشأن أسطول المراقبة بدون إطلاق إنذرات جدار الحماية. |
| Öyle olsa bile, Gözcü Birliği bağlantısını açıklamıyor. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان كذلك، فمازال لم يفسر العلاقة بينهم و بين أسطول المراقبة. |
| - Gözcü Birliği "Aquamarine" isimli gizli bir proje üzerinde çalışıyormuş. | Open Subtitles | أسطول المراقبة قد عملوا على مشروع سري للغاية يدعى "أكوامارين". |
| - Gözcü Birliği'nin bir kısmı. | Open Subtitles | جزء من أسطول المراقبة البحري. |
| Şimdiki Gözcü Birliği sorunu çözmek için donanmayla çalışıyordu. | Open Subtitles | أسطول المراقبة الحالي يعمل مع البحرية لإصلاح هذه المشكلة. |
| Ama proje dört yıl önce Plimpton Gözcü Birliği için çalışırken başlatılmış. | Open Subtitles | لكن المشروع بدأ منذ أربع سنوات. خلال الفترة التي كان فيها (بليمتون) مع أسطول المراقبة. |
| Plimpton 2008'de Donanma Gözcü Birliği'nden ayrılıp Ekinoks Elektronik'de işe girdi. | Open Subtitles | (بليمتون) غادر أسطول المراقبة عام 2008 للحصول على وظيفة بشركة المتحدة للإلكترونيات. |
| Donanma Gözcü Birliği. | Open Subtitles | أسطول المراقبة البحري. |
| Gözcü Birliği'nin mikroçiplerinde açıklanan zayıf özelliklerimizden biri tetikleyici olarak RDX kullanılan donanma silahlarının namlularının tolerans sorunuydu. | Open Subtitles | إحدى نقط الضعف التي كشفتها رقاقة أسطول المراقبة كانت مشكلة التفاوت في بعض فوهات البنادق البحرية الكبيرة التي تستخدم الـ"أر دي أكس" كمادة مولدة للطاقة. |