Sen başıma gelen en kötü şeysin. | Open Subtitles | أنت أسوأُ شئٍ حدث في حياتي على الاطلاق |
Eh hayal edilebilecek en kötü lanettir. | Open Subtitles | تلكَ أسوأُ لعنةٍ يمكنُ تصوّرها. |
Hesap kitap... 17'nin başında o varken şehrin en kötü hanesiydi orası. | Open Subtitles | مجردُ تماثيل وكان المركزُ "١٧" الذي تحتَ قيادتِهِ أسوأُ مركزٍ إطفائيٍّ في المدينة |
Geri dönmemizi istiyorlar... ve daha kötüsü, içeri girmemiz için bizi polis yüzleştirmesine çıkartırlar, ese. | Open Subtitles | يُريدونَنا الرُجُوع و أسوأُ ، ما عنْدَهُمْ صف الدُخُول |
Ve özgür bir toplum için orduya ve politikacılara hizmet eden bir basından daha kötüsü yoktur. | Open Subtitles | ولا شيء أسوأُ للمجتمع الحر مِنْ الصحافة التي في الخدمةِ الجيشِ والسياسيين |
1. derece yanıktan daha kötüsü yoktur. | Open Subtitles | هو لا شيءُ أسوأُ مِنْ حرق من الدرجة الأولى. |
Cehennemdeyim ve bu hayal ettiğimden de kötü. | Open Subtitles | ذَهبتُ إلى الجحيم، وهو أسوأُ مِنْ تَخيّلتُ. |
Bu gördüğüm en kötü okul-aile birliği toplantısı. | Open Subtitles | هذا أسوأُ اجتماعِ للآباء على الإطلاق |
Sen ailemin başına gelen en kötü şeysin. | Open Subtitles | أنتَ أسوأُ ما حدث لعائلتي على الإطلاق |
Günde en az bir kere, kendimi dünyanın en kötü annesi gibi hissediyorum ve arabamda ağlıyorum. | Open Subtitles | ومرةً واحدةً في اليوم -على أقلِّ تقدير - أشعرُ بأنني أسوأُ أُمِ في العالم وأنفجرُ بُكاءاً |
Bu en kötü yol. | Open Subtitles | هذا طريقُ أسوأُ. |
en kötü ev. | Open Subtitles | أسوأُ منزلٍ على الإطلاق |
- Öyle. en kötü sevgililer günüm-- | Open Subtitles | أسوأُ عيد عشّاقٍ مرّ عليّ... |
Dünyanın en kötü ebeveynisin. | Open Subtitles | أنتِ أسوأُ أم. |
Başına daha kötüsü de gelebilirdi. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ أسوأُ. |
daha kötüsü de gelmişti başıma. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي أسوأُ. |
- Hayır, daha kötüsü. | Open Subtitles | - لا، أسوأُ. |
Düşündüğümüzden de kötü, Niles. | Open Subtitles | النيل، هو أسوأُ مِنْ إعتقدنَا. |