"أسوأ مكان" - Traduction Arabe en Turc

    • en berbat yer
        
    • en kötü yer
        
    • en kötü yerdir
        
    • en kötü yerlerden
        
    • kötü yeri
        
    • kötü yerde
        
    • en kötü yere
        
    Okyanusun bu tarafındaki en berbat yer. Open Subtitles لجثوت على ركبتي هناك أسوأ مكان بجوار محيط
    Tüm Macaristan'daki en berbat yer. Open Subtitles انه أسوأ مكان فى المجر على الإطلاق
    İngiltere'de yaşanacak en kötü yer seçilmişti. TED و حصلت في التصويت على نتيجة أسوأ مكان للعيش في بريطانيا.
    Banka,sahte parayı nakde çevirmek için seçilebilecek en kötü yerdir. Open Subtitles المصرف أسوأ مكان قد يلجئ إليه شخص ليغيّر مال مزيّف
    Tek istedikleri hayatta kalmak ve hayatta kalmak isteyen birisi için de orası en kötü yerlerden birisi. Open Subtitles وهذا قطعاً أسوأ مكان لِتظل فيه إن أردت البقاء حياً.
    - Ama gittik hata yapılacak en kötü yeri seçtik. - Yok. Ben bizden bahsediyorum. Open Subtitles لقد اخترنا أسوأ مكان ممكن على الإطلاق لا, أنا أتكلم عنا
    Şuna bak, bana göre, bu düğme olabileceği en kötü yerde. Open Subtitles في رأيي، فإن هذا الزر في أسوأ مكان ممكن.
    Eğer o şey canlı şeylerle canlı kalabiliyorsa gidebileceği en kötü yere gitti. Open Subtitles إذا عاشت على الكائنات الحية إنها ذاهبة إلى أسوأ مكان ممكن
    Tüm Macaristan'daki en berbat yer. Open Subtitles إنه أسوأ مكان فى المجر على الإطلاق
    Dostum Hindistan, içip sabahlamak için en berbat yer. Open Subtitles يا رجل الهند هي أسوأ مكان لصداع الكحول
    Dünyadaki en berbat yer. Open Subtitles التي هي أسوأ مكان على وجه الأرض
    Dünyadaki en berbat yer. Open Subtitles أسوأ مكان بالعالم.
    Hastane onun için en kötü yer. Open Subtitles أسوأ مكان في العالم لها. أخبرني حيث أنّ سكولي.
    Bence şu an bulunabilecek en kötü yer sahil. Open Subtitles أعتقد أن أسوأ مكان الآن هو بقرب الشاطئ هل أحضرت لي شيئاً ؟
    Dünyadaki en kötü yer için bir yarışma yapılsa 1970'lerin Detroit'i ile kapışır. Open Subtitles إذا كان هناك مسابقة علي أسوأ مكان في العالم انها يمكن ان تعطي ديترويت في السبعينات سباق لن تفوز به بسهولة
    Ancak federallerden saklanmak için bir polis merkezi Muhtemelen en kötü yerdir Open Subtitles لكن دائرة الشرطة أسوأ مكان
    Bellick, T-Bag, Mahone ve Scofield hepsi yakalandılar ya da ayrıldılar ve kendilerini dünyadaki en kötü yerlerden birinde buldular: Open Subtitles بيليك، تي-باج، ماهون و سكوفيلد جميعهم ألقي القبض عليهم أو لفقت بهم التهم. و يجدون انفسهم في أسوأ مكان على وجه الأرض:
    Çünkü artık Malibu'nun yaşamak için en kötü yerlerden biri olduğunu anlarsınız. Open Subtitles لأنه الآن وأخيرًا أدركتم أن (ماليبو) أسوأ مكان قد يكون
    Bir şüpheliyi yakalamak için dünyanın en kötü yeri burası sanırım. Open Subtitles أسوأ مكان في العالم للقبض على مشتبه به أليس كذلك؟ أولنسكي) هل تعرفت على (سيمز)؟
    Bu hayvan muhtemelen en kötü yerde. Open Subtitles هذا الحيوان هو في أسوأ مكان ممكن
    Berbat bir yere, hayal edebileceğiniz en kötü yere. Open Subtitles مكان مريع , أسوأ مكان تتخيله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus