Bu da kurbanın kapalı bir alanda esir tutulduğuna işaret edebilir. | Open Subtitles | مما قد يشير إلى أنّ الضحيّة احتُجز أسيرًا في مكان محصور |
Japonya'ya dönüp kendisini esir alanları bulup onlarla barış yaptı, sadece "Kuş" onunla görüşmeyi reddetti. | Open Subtitles | عاد إلى اليابان، حيثما وجد وتصالح مع من أخذوه أسيرًا. فقط الطائر رفض مقابلته. |
Sizi meraklı bakışları olan bir kuş gibi görüyorum bir kafesin parmaklıkları arkasında, güçlü, canlı bir esir olarak. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى داخلك نظرة طائرٍ متحفّـز... خلال قضبان قفصٍ متراصّـة، مفعمًا بالحياة، مضطربًا، أسيرًا. |
- Ancak ben tutsakken çocuğum doğarsa haber yollamanızı istiyorum. | Open Subtitles | ولكن إذا ولد طفلي أثناء كوني أسيرًا أطلب منك إعلامي بذلك ... |
Elijah tutsakken onunla bir anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | (أبرمت اتّفاقًا مع (إيلايجا بينما كان أسيرًا |