Yapacak bir sürü işim vardı, yine de fazla şikayet etmiyordum. | Open Subtitles | كان لديّ طن من العمل لاقوم به لذا لم أشتكي كثيراً |
Meyve kokteyline vodka koyan ben değilim ama kesinlikle şikayet de etmiyorum. | Open Subtitles | انا لست من وضع الفودكا في العصير لكنني لا أشتكي من الامر |
İklim modelleriyle ilgili şikayet belirtmek için para alıyorum. | TED | حقاً؟ انا أتقاضى راتباً لكي أشتكي بخصوص النماذج المناخية. |
Evet, ve biraz da tartaklarsanız şikayetçi olmam. | Open Subtitles | نعم ، و .. إن كنت تريد .. أن تصفعها قليلاً فلن أشتكي |
Meyvelerimiz eksiliyor. şikâyet ediyorum. | Open Subtitles | فاكهتنا أختفت، ثم أشتكي للأم فترد بقولها: |
şikayetim yok çok hoştu. | Open Subtitles | أنا لا أشتكي. لقد كان ذلك رائعا. |
Beni şikayet ettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | دائماً يفعلون ما بوسعهم ليجعلونني أشتكي. |
Kayıp bilim adamlarını arıyorum. şikayet ettiğimden falan değil. | Open Subtitles | أبحث عن بعض العلماء المفقودين ليس ذلك أني أشتكي |
Siz ikiniz ne isterseniz yapın ne zaman isterseniz yapın, ve ben şikayet etmeyeceğim. | Open Subtitles | تستطيعان فعل ما تريدان وقتما تريدان وأنا لن أشتكي. |
- şikayet etmem. - Cordy sen ve Groo üçüncü kattan başlayın. | Open Subtitles | ــ أنا لم أشتكي أبداً ــ أنتم أبدأوا بالطابقِ الثالثِ |
Ama karşılığında bir daha şikayet etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن إليك المقابل لن أشتكي نهائيا وأَظهِركِ الشخص السيئ |
- Biliyorsun, pazar sabahları... uyuyamadığımız için hiç şikayet etmiyorum. | Open Subtitles | كما تعلم , انا لا أشتكي أننا لا نتغازل أيام الاحد |
Ben şikayet ederim, sen yapabilecek bir şey yok dersin. Ama bunun koca bir yalan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أنا أشتكي وأنت تقول لي أني لا استطيع أن أفعل شيئا لكن كلانا يعرف ان هذه كذبة كبيرة |
şikayet ettiğimden değil hani. Orada müstehçen anılarım olmuştu. | Open Subtitles | لا أشتكي فقد قضيتُ وقتاً فاحشاً في هذه الولاية |
şikayet edemem, bunu asla yapmam! | Open Subtitles | أوه، أنا لا أستطيع الشكوى وأنا لا أشتكي أبدا |
Pekala, tam olarak bir açıklama denemez buna ama şikayetçi değilim. | Open Subtitles | حسناً، ليس هذا تعيبر دقيق و لكنني لا أشتكي |
Onunla gezdim, ve bundan şikayetçi değilim. | Open Subtitles | خضوت معركة معه ، ولم أشتكي منه |
Orayı şikâyet etmeden işlettim ve gözlerimin önünde gelişmesini izledim. | Open Subtitles | ادرت المكان دون ان أشتكي ولقد تطورت بجهدي |
Bir şikayetim yok. | Open Subtitles | لا أشتكي مِن حياتي |
- Ayaklarım Black Swan'dan çıkmış gibi ama benim şikayet ettiğimi duymuyorsunuz. | Open Subtitles | قدماي تؤلماني بشدة لكنكم لا تسمعونني أشتكي |
Eğer bir kusurunu görsem bile asla Şikâyetçi olmayacağım. | Open Subtitles | حتى لو وجدت عيوب فيها، أنا لن أشتكي |
Ted bir şey söylediyse benim de bir Şikâyetim olacak: | Open Subtitles | سررتُ بالحديث إليك - إن كان ( تيد ) من أخبرك بذلك - فأنا لدي ما أشتكي منه أيضاً |
Ondan Şikâyetçiyim. | Open Subtitles | أوّد أن أشتكي عليه. |