sizi şunun farkına varmaya teşvik ediyorum: engellilik hayatınızın her aşamasında katılabileceğiniz bir aile. | TED | أشجعكم جميعاً على إدراك أن الاحتياجات الخاصة هي أسرة قد تنضمون إليها في أي نقطة في حياتكم. |
O yüzden sizi kendinize şu soruyu sormanıza teşvik ederim: Hayatınızın neresinde korkularınızı belirmek, hedeflerinizi belirlemekten daha önemlidir? | TED | لذا أشجعكم على أن تسألوا أنفسكم: أين في حياتكم الآن يكون تحديد مخاوفك أكثر أهمية من تحديد أهدافك؟ |
Ve sizi, hepinizi, bal kullanmanız için teşvik ediyor olsam dahi | TED | وعلى الرغم من اني أشجعكم جدا على استخدام العسل. |
Kadınlar, sizi cesaretlendiriyorum, öfkenizi tanıyın. | TED | ثم أيتها السيدات، أشجعكم أن تكشفوا عن غضبكم هذا. |
Buna yönelik çok sayıda araştırma yaptı. Bir örnek vereceğim ve herkesi bunu aile ve arkadaşlarıyla denemesini rica ediyorum. | TED | وقد قام بالكثير من الأبحاث حول هذا، وسأعطيكم مثالاً واحدًا، وأنا أشجعكم جميعًا على تجربة هذا مع أصدقائهم وعائلاتهم. |
Lideriniz olarak, saygılı bir şekilde mantığımı sorgulamanız için sizi zaman zaman teşvik ediyorum. | Open Subtitles | كرئيستكم هنا أشجعكم من وقت لأخر و مع خالص احترامى |
sizi teşvik ediyorum, üniversiteye gidin ve hayatınızı yaşayın. | Open Subtitles | أنا أشجعكم على ترك الكلية ومتابعة أحلامك. |
Büyük fikirlerden biri, çalışmaktan onur duyduğum büyük projelerden biri, yeni bir web sayfası. Hepinizi bu sayfaya girmeye teşvik ediyorum. | TED | واحدة من الأفكار الكبيرة، واحدة من المشاريع الكبرى تشرفت بالعمل عليها هوموقع جديد. وأود أن أشجعكم جميعا للذهاب لزيارته. |
Bu deneyimin tarihsel öneme sahip bir şey olarak varlığını sürdürmesini istiyorsanız, o zaman, bu akşamki resepsiyonda insanların normalde yaptıkları ve "networking" adını verdikleri şeyden daha fazlasını yapmanız için sizi teşvik etmek isterim. | TED | إذا أردتم أن تعيشوا هذه التجربة كشئ تاريخي، عندها في حفل العشاء الليلة أشجعكم على فعل شئ يتجاوز ما يفعله الناس عادةً، ويسمى التشبيك. |
Hepinizi daha çok alışverişe teşvik ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أشجعكم جميعًا للذهاب للتسوق أكثر |
İlk bakışta kara delik kadar gizemli gelse de sizi dışarı çıkmaya, bilimin sınırlarının genişletilmesine yardım etmeye | TED | أود أن أشجعكم جميعًا للخروج ومساعدتنا على توسيع حدود العلم، حتى وإن كانت تبدو في البداية غامضة كما يبدو الثقب الأسود. |
Anlıyorum, bu önemli bir karar ve başkalarıyla bunu tartışmanı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | انظر، هذا هو قرار هام ، وأنا أشجعكم لمناقشته مع الآخرين. |
Size bu enerjinizi turnuva alanında kullanmanızı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | سوف أشجعكم في أستغلال هذه الطاقة في الملعب |