Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. | Open Subtitles | جلست طوال الليل اشاهدها في أشرطة الفيديو القديمة التي قمتُ بتصويرها |
Eğer videoları bize vereceğini söylersen katil kendini açık edecektir. | Open Subtitles | لذا إذا قلتَ أنّك ستعطينا أشرطة الفيديو فالقاتل سيحدد نفسه |
Telefonla çekilen videolar internete yükleniyor. | Open Subtitles | هناك مجموعة من أشرطة الفيديو وفيروس ينتشر |
Bilgisayar, insanların genelde saçma sapan kısa videolar izleyerek... işten kaytarmak için kullandıkları bir makine. | Open Subtitles | الكمبيوتر هو آلة يستعملها الناس لتجنب العمل بشكل أساسي , من خلال مشاهدة بعض أشرطة الفيديو سخيفة |
Kasetler onu mahkum etmeye yetmiyor. | Open Subtitles | أشرطة الفيديو لا تكفي لإثبات التهمة عليه. |
Çiftlik evinden polisin kutularca video kasetleri aldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّ الشرطة أخذت أشرطة الفيديو من المزرعة. |
Ben doğmadan iptal edildi, ama VHS kopyalarını buldum. | Open Subtitles | تم إلغاءه قبل أن أولد و لكن حصلت على بعض أشرطة الفيديو |
Lütfen kiraladığınız DVD'yi teslim edin. | Open Subtitles | . رجاءً ، أرجعي أشرطة الفيديو التي أجرتها |
Çok ev videosu çekmediğim konusunda sızlanıp duruyor. | Open Subtitles | انها تشتكي دائما بأنني لا آخذ ما يكفي من أشرطة الفيديو المنزلية. |
Celia Jovanovich'in videoların birinde katilinden bahsetmiş olabileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden incelemek istiyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنّ (سيليا جوفانوفيتش) قد حددت قاتلها في واحدة من أشرطة الفيديو |
İnsanlar videolarını koymaya başladılar. | TED | بدأ الناس بتحميل أشرطة الفيديو الخاصة بهم. |
videoları seyret. Ciddiyim, seyret. | Open Subtitles | شاهد أشرطة الفيديو , أنا أخبرك , انظر إليهم |
Todd'un büyük hayranıyım. Özellikle müzik videoları. | Open Subtitles | ل يجب أن أقول لكم، 'م مروحة ضخمة من وتود، خاصة له أشرطة الفيديو والموسيقى. |
O videoları uzun süre izlemeyi ümit etmiş olamazsın. | Open Subtitles | كان بإمكانك أن تشاهد أشرطة الفيديو هذه لأي مدّة من الزمن |
- Evde kalıp halter videoları izledim. | Open Subtitles | أنا بقيت في المنزل وشاهدت أشرطة الفيديو رياضية. |
videolar, fotolar belki bir parça kuru buz üstünde, düğün pastamız. | Open Subtitles | تعلم أشرطة الفيديو والصور ربما قطعة من حفل زفاف كعكة على 12 £ من الثلج الجاف |
videolar, kırmızı halılar. | Open Subtitles | أشرطة الفيديو, والسجاد الأحمر. |
videolar çok popüler olunca Irak onun Amerikalılarla çalıştığını öğrendi ve onu canlı canlı çöle gömüp bir tankla kafasının üzerinden geçtiler. | Open Subtitles | حصلت على أشرطة الفيديو حتى الشعبية التي المتمردين اكتشفت انه يعمل مع الأميركيين، حتى أنها دفنت له على قيد الحياة في الصحراء، وأنهم ركض فوق رأسه مع دبابة. |
Video Kasetler konumuz dışı, Bay Rafferty. | Open Subtitles | أشرطة الفيديو ليس له علاقة، السّيد رافيرتي. |
1,2,3,4,5. Kutuda üzeri numaralandırılmış video Kasetler var. | Open Subtitles | ـ لدينا 1 ، 2 ، 3 ، 4 أو خمسة صناديق من أشرطة الفيديو مرقمة بالتتابع |
Hi8 ile dijital video kasetleri arasındaki fark ne? | Open Subtitles | ماهو الفرق بين أشرطة الفيديو الرقمية و بين الـ(هاي-8)؟ |
VHS'e Veda Festivali bu akşam da devam ediyor. | Open Subtitles | سننتهي هذه الليلة من مهرجان توديع أشرطة الفيديو |
Onları arayıp DVD'leri en kısa zamanda getirmelerini söyle, tamam mı? | Open Subtitles | إتصل وأخبرهم أن يرجعوا أشرطة الفيديو في أقرب وقت ، حسناً ؟ |
Nolan ile beraber evde kalıp YouTube'da inanılmaz hatalar videosu izleyeceğiz. | Open Subtitles | نولان وأنا ستعمل البقاء في المنزل ومشاهدة ملحمة تفشل أشرطة الفيديو على يوتيوب. |
Herneyse, Sweets'in getirdiği videoların çözünürlüğünü geliştirmeye başlamıştım. | Open Subtitles | على أيّ حال، كنتُ قد بدأتُ بتحسين الصورة... عندما جلب لي (سويتز) أشرطة الفيديو |
Bu yüzden, videolarını görmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | بناء على ذلك ، يجب أن نرى أشرطة الفيديو الخاصّة بها |
Annenle ben, internette bu şekilde başlayan pek çok video izledik. | Open Subtitles | لي و أمي لقد رأيت الكثير من أشرطة الفيديو التي بدء مثل هذا على شبكة الانترنت. |