"أشرقت الشمس" - Traduction Arabe en Turc

• Güneş doğdu
• güneş doğduğunda
• Güneş doğana
• Gün

Birden mezarda Güneş doğdu.
وطار حجر القبر كأنه ورقة شجر وكل ذلك فجأة قد حدث ثم أشرقت الشمس داخل القبر

- Güneş doğdu.
لقد أشرقت الشمس

Güneş doğdu ve parlıyor Hadi Gün ışığını kaçıracağız.
هيا (هوغو) ، حان وقت الاستيقاظ هيا ، أشرقت الشمس

Bekle, bekle. Yani bu güneş doğduğunda bu teknede olursak asla çıkamaz mıyız demek?
أتقصد أن لو أشرقت الشمس علينا ونحنُ على هذه المركبة، فلن نتمكّن من الرحيل؟

Ona aşık olmuştum ama güneş doğduğunda, gerçek olmadığını anladım.
ولكن حين أشرقت الشمس عرفت أنها ليست حقيقيه

Güneş doğana kadar kalıp, birlikte kalan tüm tatlıları yedik
بقينا و أكلنا كل الحلويات المتبقية معًا حتى أشرقت الشمس

Sonraki Gün, güneş doğarken hem şehrin hem de hayatımın harap olduğu belliydi.
عندما أشرقت الشمس في اليوم التالي اتضح لي أن كل من مدينتي وحياتي قد تدمرتا

Güneş doğdu.
لقد أشرقت الشمس

Sonra Güneş doğdu ve donup kaldın.
وبعدها أشرقت الشمس وتجمدت.

Güneş doğdu.
أشرقت الشمس.

- güneş doğduğunda sana bakıyorlardı.
لقد كانوا ينظرون إليك جيداً عندما أشرقت الشمس

güneş doğduğunda 20 aileye eve güvenle gidebileceklerini söyledim.
حين أشرقت الشمس... كنت من أخبر 20 عائلة أنهم يستطيعون... العودة في أمان لمنازلهم

güneş doğduğunda makinenin çalışacağını bilmiyordum.
حين أشرقت الشمس بدأت الآلة بالعمل.

Ve güneş doğduğunda...
وبحلول الوقت أشرقت الشمس

güneş doğduğunda Scott'a bakıyorlardı.
لقد كانوا ينظرون إلى (سكوت) جيداً عندما أشرقت الشمس

Güneş doğana kadar sevişmiştik.
وقد مارسنا الحب حتى أشرقت الشمس

O kadar değil, Güneş doğana kadar.
لم أشعر بهذا حتى أشرقت الشمس.

Güneş doğana kadar konuştular.
يتحدثان حتى أشرقت الشمس.

Güneş doğarken, ben hala yaşıyordum, diğer Gün Tanrı bana, ne olacağını gösterdi, ben kabul ettim.
عندما أشرقت الشمس هذا الصباح وجدتني لا زلت على قيد الحياة يوماً آخر قد وهبه الله لي