Böyle gittiğinde benden uzaklaşmaya çalışıyormuşsun gibi hissediyorum. | Open Subtitles | حينما تذهب هكذا، أشعر بأنّك تُريد الهروب منّي |
Üzgünüm. Onun ne dediğini dinlemiyormuşsun gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا آسفأنا فقط أشعر بأنّك لا تستمع إلى ما يقوله |
O kadını tanıdığını ve buraya geldiğini hissediyorum. | Open Subtitles | حسنـًا، أشعر بأنّك تعرف هذه المرأة بأنّها كانت هنا |
Burada başarısız olduğum her dakika benden uzaklaştığını hissediyorum. | Open Subtitles | [سكولي يروي] أشعر بأنّك تذهب منّي بكلّ دقيقة أفشل هنا. |
Ne zaman yanında olsam saklandığını hissediyorum. | Open Subtitles | حينما أكون معك أشعر بأنّك تختبئين. |
Düşündüğünü hissediyorum, Sterling, zahmet etme bile. | Open Subtitles | (وأستطيع أن أشعر بأنّك تفكّر يا (ستارلينغ ولا تهتم |
Evet. Senin biraz can sıkıcı biri olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنّك مزعجة قليلاً . |
Dur biraz, hissediyorum... | Open Subtitles | -صهٍ، لحظة، أشعر بأنّك مهووس |
Dur biraz, hissediyorum... | Open Subtitles | -صهٍ، لحظة، أشعر بأنّك مهووس |