Ertesi akşam, o ana kadar hiç hissetmediğim bir açlıkla uyandım. | Open Subtitles | واستيقظت في المساء التالي وأشعر بجوع لم أشعر به من قبل |
Ertesi akşam, o ana kadar hiç hissetmediğim bir açlıkla uyandım. | Open Subtitles | واستيقظت في المساء التالي وأشعر بجوع لم أشعر به من قبل |
Bu akşam... daha önce hiç hissetmediğim... bir duygu hissettim. | Open Subtitles | الليلة، شعرتُ بشيءٍ في أعماقي لم أشعر به من قبل |
Ama Asiye'ye hamileyken içimde o güne kadar hiç hissetmediğim bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | لكني حين كنت حاملاً شعرتُ بشيء لم أشعر به من قبل |
Daha önce hissetmediğim... ve şu ana kadar da hiç hissetmediğim bir acı. | Open Subtitles | لم أشعر به من قبل ولم أشعر به بعد ذلك حتى الأن |
Doğar doğmaz kızıma âşık oldum. Daha önce hiç hissetmediğim bir aşk. | Open Subtitles | لقد شعرتُ بالحب فوراً، حب لم أشعر به من قبل |
Her neyse daha önce hiç hissetmediğim bir şey. | Open Subtitles | مهما يكن، إنه شيء لم أشعر به من قبل |
Daha önce hissetmediğim bir şey de hissetmiştim. | Open Subtitles | و شعرت بشعور لم أشعر به من قبل |
Daha önce hissetmediğim bir şeyi hissettirdin bana. | Open Subtitles | لقد جعلتني أحس بشيء لم أشعر به من قبل |
# Hiç hissetmediğim bir şey # | Open Subtitles | ♪ إنه شيء لم أشعر به من قبل ♪ |
Daha önce hiç hissetmediğim bir şey. | Open Subtitles | شيء ما لم أشعر به من قبل |
Lafayette, o bıçağı yaladığımda içimde daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissettim. | Open Subtitles | ...(عندما لعقت تلك السكين يا (لافاييت شعرت بشئ بداخلي لم أشعر به من قبل |