Ya da küçük şeyler ansızın ortaya çıkabilir ve bizi gerçeklik hakkındaki kayıtsız beklentilerimizi tekrar değerlendirmeye itebilir. | TED | أو ربما تأتي أشياء صغيرة مفاجئة وتجرنا إلى إعادة تقييم توقعاتنا حول الرضا على الواقع. |
Onlar küçük şeyler, insanlar, mahalle basketbol takımlarının skorunu takip etmek veya araştırmalarını düzenlemek veya klasik müzik öğretmek veya ilginç astronomi tarihlerini hesaplamak için uygulamalar yapıyorlardı. | TED | كانت هذه البرامج أشياء صغيرة ينشئ الناس التطبيقات ليتابعوا انتصارات فرق كرة السلة المحلية أو لتنظيم أبحاثهم أو لتعليم الناس الموسيقى الكلاسيكية أو لحساب التواريخ الفلكية الغريبة |
- Sadece ufak şeyler. - Önemli değil. Doğru değil bu. | Open Subtitles | حسناً, إنها أشياء صغيرة - لا يهم, هذا تصرف خاطىء - |
Genellikle ufak şeyler, T-sırt, şapka ve sakız gibi. | Open Subtitles | كانت الجوائز أشياء صغيرة مثل قمصان , قبعات بيسبول , واللبان |
İşle alakalı olmayan, onay verdiğin ufak şeyleri göster. | Open Subtitles | ضع تزكيتك على أشياء صغيرة لا يكون لها علاقة بالعمل مطلقاً |
- Onun gözlerinde seni hissediyorum... ve yaptığı küçük şeylerde. | Open Subtitles | شعرتُ بكِ فيه. في عينيه أشياء صغيرة يفعلها |
Son zamanlarda şansım yaver gitmişti... çoğunlukla ufak tefek şeyler... | Open Subtitles | لقد صادفني بعض الحظ مؤخراً أشياء صغيرة غالباً سرقة محلات .. |
Zıtlar birbirini çeker ama van der Waals küçük şeyleri bir arada tutabilir. | TED | والمتضادات تنجذب إلى بعضها، لكن قوى فان دير فالس تستطيع احتواء أشياء صغيرة فقط، |
Hangi küçük şeylere? | Open Subtitles | أية أشياء صغيرة ؟ |
Üstelik, Filistinliler için yabancı olan ve benim sevdiğim bir müzik türü olan folk müzik gibi bir takım küçük şeylerle iletişim kurduk. | TED | وتواصلنا عبر أشياء صغيرة جدًا، مثل حبي للموسيقى الريفية، والتي تعتبر غريبة جدًا على الفلسطينيين. |
STK'lar ve vakıflar tarafından yapılan küçük şeyler. | TED | أشياء صغيرة تنجزها المنظمات غير الحكومية وتنجزها المؤسسات. |
Ama çatlak ve oyuklara dikkatle bakarsanız, her tarafta telaşla koşuşturan küçük şeyler görüyorsunuz. | TED | إذا قمت بالتدقيق في الشقوق، سوف ترى أشياء صغيرة تنطلق في كل مكان. |
Biliyor musun, bu mükemmel bir ayrıntı Bunun gibi küçük şeyler. | Open Subtitles | إنها أشياء رائعة, أتعلم ؟ أشياء صغيرة مثل هذه |
Görüyorsun, bunun gibi küçük şeyler, artık hiç önemli değil. | Open Subtitles | كما ترين .. أشياء صغيرة مثل هذا إنهم لا يهتمون كثيراً |
Önce küçük şeyler başladın sonra kontrol etmeyi öğrendin. | Open Subtitles | ،بعد ان أتممت 22 عاماً . أشياء صغيرة في البداية ثم أصبحت أفضل في التحكم بها |
Bunun gibi ufak şeyler başımı döndürüyor. | Open Subtitles | أشياء صغيرة كهذه تجعلني أشعر وكأنّني فائز |
Her şey yolunda. Bunlar seni öldürtecek ufak şeyler, anlıyor musun? | Open Subtitles | أشياء صغيرة قد تتسبب بقتلك، هل تفهم ذلك؟ |
Şimdiye dek ufak şeyler yapmışsın. | Open Subtitles | لغاية، الأن هناك أشياء صغيرة فقط |
Böyle ufak şeyleri fark ederim. | Open Subtitles | ألاحظ أشياء صغيرة مثل ذلك. |
Agatha büyük resmi görürdü, Arthur isimleri bilirdi sen ufak tefek parçalar görürdün diğerlerinin kaçırdığı ufak şeyleri. | Open Subtitles | كانت (أجاثا) تحصل على الصورة الكبيرة, آرثر) كان يحصل على الأسماء). أنت كنت ترى فقط أشياء صغيرة, الأشياء الصغيرة الذي لم يستطع الأخرون رؤيتها. |
Julie bana çok tutkundu en küçük şeylerde bile kravatımı bağlamak avcı ceketimi giydirmek gibi. | Open Subtitles | جولى توددت إلىّ بمعنى أشياء صغيرة ربطة العنق ومساعدتى فى ارتداء معطف الصيد |
İnanç, umut, aşk gibi büyük şeyler için kullanırlar ama araba anahtarları, matematik ödevi ya da birinin en sevdiği gömleği gibi küçük şeylerde de işe yarar. | Open Subtitles | أشياء كبيرة كالإيمان والحب والأمل ولكن أيضًا أشياء صغيرة كمفاتيح سيارتك وواجب المنزلي أو القميص المفضل لأحدهم |
Küçükken ufak tefek şeyler yapardı ama gittikçe kötüleşti. | Open Subtitles | أشياء صغيرة ك طفل , ثمّ ساء تدريجيا. |
Onun dokunduğu şeyler ufak tefek şeyler. | Open Subtitles | إنها مجرد أشياء لمستها ... و أشياء صغيرة |
Ne zaman bir şey yapsam, o ne derdi, diye düşünüyorum. "Bugün hava soğuk eşarp tak." Ama son zamanlarda, küçük şeyleri unutuyorum. | Open Subtitles | وكل مرة أفعل شيئاً, أفكر في ماذا كان سيقول: الجو بارد, إلبسي وشاح ولكن مؤخرا بدأت أنسى أشياء صغيرة |
Özellikle bu kadar küçük şeylere. | Open Subtitles | خاصة بشأن أشياء صغيرة |
Diyor ki küçük şeylerle başlar, hafif sesler gibi küçük titreşimler, kırpışan bir ışık, akan bir su, veya bir arının vızıltısı gibi. | Open Subtitles | يقال بأن هناك أشياء صغيرة كأصوات ذبذبات صغيرة مثل أزيز النور الكهربائي أو المياه, أو صوت النحلة |