Sadece normal şeyler konuşacak insanlarla tanışmanın güzel olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | ومن الجميل أن نجتمع مع بعض الناس اللذين يتكلمون عن أشياء عادية |
Bir erkek ve sevgilisinin kızı arasındaki normal şeyler konusunda yani. | Open Subtitles | أو إذا كان المرحاض يحتاج إلى تصليح أنت تعرفين، أشياء عادية بين الرجل و ابنة صديقته |
Normal insanlar gibi normal şeyler yapamaz mıyız? | Open Subtitles | ألا يمكننا فعل أشياء عادية كما يفعل الناس الطبيعون, مثل... |
Adam öldürmeye değmeyecek sıradan şeyler. | Open Subtitles | أشياء عادية.. لاشيء يستحق قتل إنسان من أجلها |
Hayır, sıradan şeyler vardı | Open Subtitles | لا، ولكن ليس بها سوى أشياء عادية |
Bak, normal şeyler var. - normal şeyler, öyle mi? | Open Subtitles | أنظري، أنها أشياء عادية |
sıradan şeyler işte. | Open Subtitles | أشياء عادية أراها |
-Sadece sıradan şeyler aldı. | Open Subtitles | -فقط إشترى أشياء عادية. |