Bazen sevdiklerimizi korumak için, ...doğru olmayan şeyler söylememiz gerekebilir. | Open Subtitles | أحيانا علينا قول أشياء ليست حقيقية لحماية الأشخاص الذين نحبهم |
Wraithler, size olmayan şeyler gösterebilir. | Open Subtitles | الريث ممكِن أن يجعلك ترى أشياء ليست هناك. |
Sürekli benim olmayan şeyler gördüğümü söylüyorlar. | Open Subtitles | انهم ظلوا يقولون اننى تتهيأ لى أشياء ليست موجودة فى الواقع |
Ama bazen 50 bin dolar ödül olmayan şeyleri görmenizi sağlayabilir. | Open Subtitles | لكن أحيانًا جائزة بـ 50 ألف دولار يمكن أن تجعلك ترى أشياء ليست هناك |
Değişime ihtiyacı olmayan şeyleri neden değiştirip duruyoruz? | Open Subtitles | لماذا نقوم دوماً بتغيير أشياء ليست بحاجة للتغير ؟ |
Değişime ihtiyacı olmayan şeyleri neden değiştirip duruyoruz? | Open Subtitles | لماذا نقوم دوماً بتغيير أشياء ليست بحاجة للتغير ؟ |
Size ait olmayan şeylere el sürmezseniz iyi olur, Profesör. | Open Subtitles | يجب أن لا تضع يديك على أشياء ليست لك يا بروفيسور |
Bildiğimizi sandığımız Dünya'da makul olmayan şeyler. | Open Subtitles | أشياء ليست دوماً تضاف إلى العالم بإننا نظن نعرفها. |
Bazen halkımız için o kadar kuvvetli hisler yaşarız ki gerçek olmayan şeyler görürüz. | Open Subtitles | أحيانا، نشعر بقوة حول قومنا لدرجة أن نرى أشياء ليست موجودة |
Biz normal olmayan şeyler ... hakkında konuşuyoruz . .. Seni seviyorum | Open Subtitles | نحن نتحدث عن أشياء ليست طبيعية |
Bak, bazen... aslında orada olmayan şeyler duyup görebiliriz. | Open Subtitles | إسمعي أحياناً نحن نسمع أصواتاً -ونري أشياء ليست هنا |
Seninle konuşmak istemediğimden değil, bazen hiç alakam olmayan şeyler istiyorsun benden, boya rengi gibi. | Open Subtitles | أنظري، أن الأمر ليس كأني لا أريد التحدث معك الأمر فقط هو أنكِ أحياناً تجربني الى أشياء ليست مهمة بالنسبة لي مثل، لون الطلاء |
Bazen insanlar olmayan şeyler görmeye başlar. | Open Subtitles | أحياناً الناس ترى أشياء ليست موجودة |
Ve doğru olmayan şeyler söyledi. | Open Subtitles | وقال أشياء, ليست مقبولة أو صحيحة. |
Tabii, mümkün ama olmayan şeyleri gördüğü de inkar edilemez. | Open Subtitles | نعم، أعني الأمر ممكن لكن أيضاً هو يتخيل أشياء ليست موجودة |
Ya da, sizin için önemi varsa eğer bana ait olmayan şeyleri alma alışkanlığım da! | Open Subtitles | كل ما يزعجنى هو أخذ أشياء ليست ملكى |
Ama anlaman gereken şey şu insanlarda görmeyi istediğimiz şeyleri görürüz aslında orada olmayan şeyleri. | Open Subtitles | لكن الشيء الذي يجب أن تفهميه هو... أننا نرى ما نريد أن نراه في الناس أشياء ليست في الحقيقة موجودة |
olmayan şeyleri görürler. | Open Subtitles | يرون أشياء ليست موجودة. ضوء القطبية. |
olmayan şeyleri gördüğümü kabullenmem benim için zor oldu. | Open Subtitles | الأمر كان صعب فقط على لتقبل أني... كنت أرى أشياء ليست موجودة |
Kendisinin olmayan şeyleri almak gibi kötü bir huyu var kocanın. | Open Subtitles | لدية عادة سيئة بأخذه أشياء ليست له |
Bay Denham şunu bilmenizi isterim ki yabancılardan sadaka yada bana ait olmayan... şeyleri alma alışkanlığım yoktur. | Open Subtitles | -سيد (دانون ) أريدك أن تعلم أنني لست معتادة على تقبل الصدقات من الغرباء -كل ما يهم هو أخذ أشياء ليست لي |
Sen ve ben aynıyız Guy. İkimiz de gerçek olmayan şeylere inanmak istiyoruz. | Open Subtitles | أنا وأنت، نحن نفس الشخص نود تصديق أشياء ليست حقيقية |