"أصر على أن" - Traduction Arabe en Turc

    • ısrar ediyorum
        
    • için ısrar etti
        
    • için ısrar edeceğim
        
    • konusunda ısrar etti
        
    • girmeden yakamı bırakmaz
        
    • ısrar ederdi
        
    Her neyse, tatmin olmuş bir kadın müşteri olarak bu kadın ayakkabı dükkanı olduğu için ödemekte ısrar ediyorum. Open Subtitles على أي حال، باعتباره راض العملاء امرأة... ... في هذا، محل لبيع الاحذية النسائية، أنا أصر على أن أدفع.
    Bu naçizane nükteli tampon çıkartmalarına nazik davranman hususunda ısrar ediyorum. Open Subtitles أصر على أن تهتم بشكل خاص بـ مجموعتي, القيمة و الطريفة من ملصقات المصد
    Beyler, Bay Ballard ikinizi birden hemen görmek için ısrar etti. Open Subtitles أيها السادة.. السيد بالارد أصر على أن يراكم جميعا فى الحال
    Tabaklardan biri, diğerinin iki misli doluydu, o da çok olan porsiyonu benim yemem için ısrar etti. Open Subtitles أحد الصحنين كان به كمية مضاعفة بالمقارنة مع الصحن الآخر لذا فقد أصر على أن أتناول من الصحن الممتلئ
    Bayan Cooper'a gidip o adamın yarın öğle yemeğinden önce otelden ayrılması için ısrar edeceğim. Open Subtitles سوف أذهب مباشرة إلى الآنسة " كوبر" و أصر على أن يترك الفندق قبل موعد الغداء غداً
    Evine gidince de, pencerenin önünde sevişmemiz konusunda ısrar etti. Open Subtitles لكن، في منزله أصر . على أن نتداعب أمام النّافذة
    Lakin babam ben politikaya girmeden yakamı bırakmaz. Open Subtitles ولكن والدي أصر على أن اكون رجل سياسة
    Her zaman bir külüstür üzerinde çalışır, yardım etmem için ısrar ederdi. Open Subtitles دائما يعمل على تلك الخردة والتي أصر على أن اُساعده في إصلاحها.
    Gitmemiz konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles أصر على أن نبدأ فى رحلة العودة حالا
    Ve Madam Japp dönene kadar da, burada kalmanızda ısrar ediyorum. Open Subtitles و أنا أصر على أن تبقى هنا معي حتى عودة السيدة "جاب" الطيبة
    Tüm saygımla, General, Teal'c'in hapsedilmesinde ısrar ediyorum veya başka yerde tutulmasını tavsiye edeceğim. Open Subtitles مع إحترامي ,جنرال , أصر على أن , يوضع " تيلك " في الحبس فوراً أو سوف أوصي بأن يتم القبض عليه , في مكان آخر
    Bu da şu soruyu akla getiriyor. Neden ön sevişmelerinin bir parçası olmakta ısrar ediyorum? Open Subtitles لم أصر على أن اكون جزءاً من مغازلتهما؟
    - ...eve gidip yatman konusunda ısrar ediyorum! Open Subtitles بصفتي الشخص الذي يُعالجك أصر على أن تذهب إلى البيت وأن تستلقي - لا -
    Dolu olduğumu söyledim ama taksiyi paylaşmamız için ısrar etti. Open Subtitles لقد أخبرته بأن لدي مشاريع لكنّه أصر على أن نتشارك التاكسي في المدينة على أية حال لم أستطع طرده
    Müdür Vance, bize katılman için ısrar etti. Open Subtitles المدير فانس أصر على أن تنضم لنا
    Hey. Kes şunu. Bırakman için ısrar edeceğim. Open Subtitles توقف ، أصر على أن تكف
    Törende olma konusunda ısrar etti tabii ki. Open Subtitles بطبيعة الحال، أصر على أن تكون في حفل الافتتاح.
    Ama onu aramıza almak konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولكنه أصر على أن نأخذه معنا
    Lakin babam ben politikaya girmeden yakamı bırakmaz. Open Subtitles ولكن والدي أصر على أن اكون رجل سياسة
    Ama Yeryüzüne gömülmekte ısrar ederdi. Uzay ona kötü bir mezar mı oldu? Open Subtitles ولكنه أصر على أن يُدفن على (الأرض)، فهل الفضاء إذاً يمثل له قبر سيئ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus