İnsanlık tarihinde bunu hiç yapmadığımız en zor şeylerden biri olacak ve biz bunu kesinlikle doğru bir şekilde yapmalıyız, ve önceliğimiz onu doğru yapmalıyız ve sadece denemeliyiz | TED | وهو واحد من أصعب الأشياء التي سنقوم بها في تاريخ البشرية، ويجب علينا القيام بها على أكمل وجه، ويجب القيام بذلك في المحاولة الوحيدة بين أيدينا، ومن المرة الأولى. |
Görsel efektlerde en zor şeylerden biri seyircilerin gerçek gibi kabul edecekleri inandırıcı, dijital insanlar yapmak. | TED | وفي هذا المجال، واحدة من أصعب الأشياء هي صناعة بشر رقميين واقعيين يتقبلهم الجمهور كبشر حقيقيين. |
Yapmak zorunda kaldığım en zor şeylerden biri, başka bir şehirde yaşayan annesini aramaktı. | TED | أحد أصعب الأشياء التي كان عليّ القيام بها هو الاتصال بوالدته التي كانت تعيشُ في مدينة أخرى. |
"En zor şeylerden biri, birinin hayatında düzgün rol oynamaktır." sözü bunu açıklıyor." | Open Subtitles | مثال: من أصعب الأشياء أن تتصرف بطريقة لائقة طوال حياتك |
Kavga da yapılması en zor şey... kalıcı zarar vermeden, birini öldürmek istiyor gibi davranmaktır.. | Open Subtitles | إحدى أصعب الأشياء التي تقوم بها في معركة هو أن تبدو وكأنك تحاول أن تقتل شخصا دون أن تسبب ضررا دائما |
En zor şeylerden bir tanesi, işlerin nasıl biteceğini kestirememektir. | Open Subtitles | من أصعب الأشياء هنا, هي أنك أحياً لا تعرف كيف تنتهي الأمور |
Hayatta öğrenilecek en zor şeylerden birisidir. | Open Subtitles | وهذا شئ من أصعب الأشياء لنتعلمه في الحياه |
Yaptığım en zor şeylerden biri olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | سأقول أن ذلك كان من أصعب الأشياء التي فعلتها |
Çocukken anlaşılması en zor şeylerden biri anne ve babanın da insan olduğudur. | Open Subtitles | واحد من أصعب الأشياء على الإدراك عندما تكون طفلاً أن تفهم أن والديك بشر أيضاً، هل تفهم هذا؟ |
İş ile ilgili en zor şeylerden birisi de... işin iş olduğudur. | Open Subtitles | واحد من أصعب الأشياء في هذا العمل... . هو كونه عملا. |
Bir ebeveynin yüzleşmek zorunda kaldığı en zor şeylerden biri evladını kaybetmektir. | Open Subtitles | أحد أصعب الأشياء للأهل أن يفقدوا ابناً |
Bu dayanmak zorunda olduğum en zor şeylerden biri. | Open Subtitles | أحد أصعب الأشياء التي عليّ تحملها قاطبة |
Kız arkadaşımın yanına gidebilirdik ve benim gay-seven masama ve cevapları ile alay edebilirdim, onların dünyasızlıklarını ve politik olarak doğru gay görüşlerine geçememelerini, bugüne kadar getirdiklerimle cezalandırabilirdim veya onlarla empati yapabilirdim ve onların yaptığı en zor şeylerden birini fark edebilirdim ki bu, bu konuşmayı başlatıp ve yapıp onların gizlerini açığa çıkarmaktı. | TED | أن باستطاعتي العودة إلى صديقتي وإلى طاولة المثلية المحببة لدي وأن أستهزئ برددوهم، أعاقبهم على سذاجتهم وعجزهم من خلال القفز عبر أطواق المثلية الجنسية التي جلبتها معي، أو أن أستطيع التعاطف معهم وأن ألاحظ أن ذلك ربما كان من أصعب الأشياء التي قاموا بها، ذلك البدء بخوض ذلك النقاش كان بمثابة الخروج من خزاناتهم المغلقة. |
Bazen hayattaki en zor şey yapmaya değecek şeyleri yapmaktır. | Open Subtitles | في بعض الأحيان... أصعب الأشياء في الحياة هي أكثر الأشياء التي يُستحقّ القيام بها. |
Bazen boşanmak en zor şey değildir. | Open Subtitles | هذا الشيء ليس من أصعب الأشياء و أسوئها |