Biliyorum. Bir keresinde, kaybettiği bir hava boşluğu hızlandırıcı partikülünü bulmuştum. | Open Subtitles | أعلم ، فقد وجدت له مسرع للجزئيات صغير كان قد أضاعه |
Birinin kaybettiği tornavidayı bulsaydık, tahlil ederdik. | Open Subtitles | حسنا لو ان لدينا المفك الذي أضاعه احدهم سنتمكن من فحصه لوجود دماء |
Evet, o et hakkındaki bilgiyi almadan hiçbir şey yapamayız ve Booth'ta kaybettiği adamı aramak için güneşin doğmasını beklemek zorunda. | Open Subtitles | لا يمكننا فعل أي شيء حتى نحصل على تحديد لنوع ذلك اللحم و يجب على بووث أن ينتظر حتى الصباح ليبحث عن الرجل الذي أضاعه |
- Bu kaybettiği dördüncü Hawai gömleğim. | Open Subtitles | أنه القميص الهاواي الرابع الذي أضاعه أني أخبرك |