- Olmaz, yeterince zarar verdin zaten. | Open Subtitles | لا، لا يمكنك. أنت أضررت به بما فيه الكفاية. |
- Olmaz, yeterince zarar verdin zaten. | Open Subtitles | .لا، لا يمكنك. أنت أضررت به بما فيه الكفاية |
Eğer karıma zarar verirsen... yemin ederim, mezarımdan kalkarım ve seni öldürürüm. | Open Subtitles | لو أضررت بها بأي شكل من الأشكال |
Sana büyük şeyler borçluyum. Tekrar öldürmek zorunda kaldığın için özür dilerim. | Open Subtitles | وأدين لكل بخدمة كبيرة وأنا حقاً آسف أنك أضررت للقتل مجدداً. |
Hakkını ödeyemem. Yeniden öldürmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm. | Open Subtitles | وأدين لكل بخدمة كبيرة وأنا حقاً آسف أنك أضررت للقتل مجدداً |
Korkarım onları Kelly'nin odasında yakaladım ve o olaydan sonra Dylan'ı eve getirmesini Kelly'ye yasaklamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولقد أمسكتهم في غرفت نوم كيلي و أضررت لأمنع كيلي من جلب ديلان معها الى المنزل لماذا ؟ |
- Oldukça umutsuz görünüyordu. - Dunbar için biraz zarar yaptı. | Open Subtitles | كان يبدو تصرفها يائس بعض الشيء - أضررت بـ(دنبار) قليلاً - |
Özür dilemen için bir yer bulmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضررت لذلك كي تجد مكانا لتعتذر لها |
Eğer bir terör saldırısını engellemek için bir geyle olmak zorunda olsaydım bu sen olurdun! | Open Subtitles | إذا أضررت لأكون شاذاً مع أحدهم لمنع حدوث هجوم إرهابي فسأكون معك! |
zorunda kalsaydım, ben de bay Jennings için öldürürdüm. | Open Subtitles | -لست مضطرة لأن تشكرينني تعرفين أننى قد أقتل من أجل السيد (جينينجز) لو أضررت لذلك |
Eğer zorunda kalırsam keser alırım. | Open Subtitles | وإذا أضررت إلى... قطعه خارجاً... |
Her şeyden uzaklaşıp kaçmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضررت أن أبتعد عنها كلها |