| Şimdi, Benson, seni bir süreliğine köpeğe çevirmek zorundayım. | Open Subtitles | الآن يا بينسون .. سوف أضطر لأن أحولك إلى كلب لفترة |
| Her gün Prenses Minhwa'nın öfke nöbetlerine katlanmak zorundayım. | Open Subtitles | في كل يوم أضطر لأن أحتمل نوبات غضب الأميرة مين هوا |
| Açıkça yetersiz beslenmeye yakın, genç bir hasta gördüğümde bunu ebeveynlerine bildirmek zorundayım. | Open Subtitles | عندما أرى طفلة مريضة والذي من الواضح أنها تعاني من سوء تغذية أضطر لأن أعتقد أن السبب والديها |
| Her tatil sonunda, topluluğa hoşçakalın demek zorunda kalıyordum, bir evden diğerine giderek. | TED | عند انتهاء كل عطلة أضطر لأن أقول وداعاً لمجتمعي أذهب من مجمع لآخر |
| Ayrıca işten kendi isteğinle çıkmanı istiyorum ki bir de işsizlik parası ödemek zorunda kalmayayım. | Open Subtitles | وأنا أريدكِ أن تقدمي استقالتكِ حتى لا أضطر لأن أدفع لكِ بنساً واحداً |
| Bu bilgiyi arkadaşlarıma vermek zorundayım. | Open Subtitles | سوف أضطر لأن أخبر أتباعي بهذا |
| Seni sorgulamak için içeri almak zorundayım. | Open Subtitles | سوق أضطر لأن أعتقلك للإستجواب |
| Evlendikten sonra senin başka birine dönüşmenden endişelenmek zorunda da kalmayacağım. | Open Subtitles | . و وحش بحري بحوضنا و لن أضطر لأن أقلق بشأنك, لتحولك . إلي شخص آخر بعدما نتزوج |
| Geri döndüğümde ise o kadar fazla param olacak ki seni bir daha asla terk etmek zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | و عندما أعود,سيكون لدي الكثير من المال, لن أضطر لأن أتركك ابداً مرة أخرى |
| Kanatlarımı çırpmak zorunda değildim. | TED | لم أضطر لأن أحاول التلويح بأجنحتي. |
| Benimle ilgilenmek zorunda değiller artık. | Open Subtitles | بأن لا أضطر لأن أهتمّ بأحدٍ بعد الآن |
| - Seni öldürmenin en güzel yanı artık sen olmak zorunda olmamam. | Open Subtitles | -الجزء الأفضل حول قتلك هو أني لن أضطر لأن أكون أنتِ بعد الآن. |