Şimdi hoşlanmayabilirsin ama bir çocuğun olduğunda senin çocukların olduğunda, o kadar- | Open Subtitles | قد تفكرين بذلك الآن، ولكن حينما يحدث حقيقةً حينما يصبحون أطفالكِ .. |
Onlar sadece senin çocukların değil. Benimde çocuklarım. | Open Subtitles | إنــهم ليسوا أطفالكِ فـقط إنهم أطفالـي، أيضاً |
Ama senin çitleri olan bir evde yaşayan ve çocuklarını futbol antrenmanına götüren biri olmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أريدكِ أن تعيش ببيت وحوله سياج وسيارة تقودي أطفالكِ بها لتدريب الكورة |
Bu demektir ki Çocuklarınız tehlikede ve bunlardan biri de çalışanımın kız kardeşi ki bu sizi çok şanslı biri haline getiriyor çünkü bana ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّ أطفالكِ في خطر، و بالمصادفة أحدهم أخت مساعدتي. ممّا يجعلكِ محظوظة للغاية، لأنكِ بحاجة إليّ. |
Günün birinde, çocuklarınızın çocukları o çocukların Çocuklarının da çocukları olduğunda insanlar bunu kullanarak yabancı diyarlara gidip seyahat edecekler. | Open Subtitles | في يومٍ ما، أطفالكِ ستنجب أطفال هؤلاء الأطفال ستنجبُ أطفالهم الناس سيستخدموا هذه للذهاب إلى أراضي الأجانب و السفر |
Senin Çocuklar küçükken hiç onların kafasını tavana çarptırdın mı? | Open Subtitles | عندما كان أطفالكِ صغاراً هل ضربت.. لا أدري, رؤسهم بالحائط ؟ |
Böylece çocuklarına yalan söylüyor olmazsın. | Open Subtitles | ثم بهذه الطريقة، أنتِ لن تكذبي على أطفالكِ |
Ama çocukların doğrudan bir soru sorarsa onlara yalan söylemem. | Open Subtitles | لكن لو سأل أطفالكِ سؤال مباشر فلن أكذب عليهم |
çocukların 18 yaşına gelene kadar onlara tüm sevgini ver, daha sonra koy kıçlarına tekmeyi. | Open Subtitles | ينبغي أنْ تحمّمي أطفالكِ بالحب حتى سن الـ 18، ثم تركليهم إلى خارج المنزل. |
Senin çocukların beni korkutuyor! Tamam mı? | Open Subtitles | كلاّ، كلاّ، كلاّ يا عزيزتي أطفالكِ يخيفونني، إتّفقنا؟ |
Bugün, büyükannen sorumluluğunda yarın kocan daha sonra çocukların olacak. | Open Subtitles | اليوم أنتِ مسئولةٌ عن جدّتكِ غداً سوف يكون زوجكِ، وبعد غدٍ أطفالكِ |
Ne derler bilirim, çocukların için hayatını mahvetme | Open Subtitles | أعرف أنهم يقولون ليس من المفترض عليً أن تجعلي أطفالكِ هم حياتكِ |
Her sabah saat 8'de çocuklarını okula bırakıyorsun. | Open Subtitles | بأنكِ تأخذين أطفالكِ إلى المدرسة في الثامنة كل صباح |
Her sabah saat 8'de çocuklarını okula bırakıyorsun. | Open Subtitles | بأنكِ تأخذين أطفالكِ إلى المدرسة في الثامنة كل صباح |
Çünkü çocuklarını oradan çıkarttıklarında kan revan içinde olmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | لأنكِ لا تريدين أن تكوني بهذا المظهر الدموي عندما يخرجون أطفالكِ من هنالك , أليس كذلك .. ؟ |
Çocuklarınız kaliteli okullara gidiyor olmalılar. | Open Subtitles | لا بد أن أطفالكِ يذهبون إلى بعض المدارس الأنيقة |
Kocanız ve Çocuklarınız bu Eyalet Savcılığı yarışında nasıl hissediyorlar? | Open Subtitles | و كيف يتعامل زوجكِ و أطفالكِ بشأن شق طريقُكِ للنيابة العامة ؟ |
Çocuklarının bir dolaba tıkıştırılmasını mı istersin yoksa birinin salonuna asılmasını mı? | Open Subtitles | هل تفضلين أن تتراكم لوحات أطفالكِ في الخزانة، أو يعلقوا في غرفة معيشة أحدهم؟ |
Çocuklarının kendisini güvende hissetmesini istersin. | Open Subtitles | إنّكِ تودين أن تتأكدين بأن أطفالكِ يشعرون بالأمان، |
Bırak Çocuklar benim evimde yatsın. | Open Subtitles | اتركي أطفالكِ ليناموا في منزلي |
Olay şu, onlar... o senin için hiç bir şey yapamıyor, ama çocuklarına yardım edebilir. | Open Subtitles | الشيء هو لا يمكنها فعل أي شيء من أجلكِ ولكن يمكنها ربما مساعدة أطفالكِ |
Babaları babam. Ben senin bebeklerini taşıyorum. | Open Subtitles | أنا أحمل أطفالكِ. |
Kocanız, bir bağımlıyken sizi ve çocuklarınızı incitir miydi? | Open Subtitles | زوجكِ هَل آذاكِ و أطفالكِ عندما كانَ مُدمناً؟ |
çocuklarınızın okula kabulünün mümkün olamayacağını söyleyecektim. | Open Subtitles | لا يبدو أننا سنتمّكن من إنجاز أمر أطفالكِ في نهاية المطاف |