küçük çocukları vardı, cezaları Amerika ve Dünya çapında protestolara neden oldu. | Open Subtitles | كان ورائهما أطفال صغار وأشعل مصيرهما احتجاجات في أمريكا وحول العالم |
küçük çocukları olan aileler, hayatının baharındaki gençler... | Open Subtitles | آباء ذوي أطفال صغار ومراهقين لتوهم بدأوا حياتهم |
Gelenek; uygulamada küçük çocukların aşiret ağaları ve toplumdaki diğer güçlü erkeklerin önünde dans etmesini içeriyor. | TED | حيث تتضمن مشاركة أطفال صغار بالرقص لأمراء الحرب وذوي السلطة في المجتمع. |
Çok kasvetli. küçük çocuk bacağına sarılmış, küçük hayalaletler etrafta uçuşuyor. Bu saçmalıklarından kurtulmamız lazım. hemen, baylar ve bayanlar. | TED | هو قاتم. هناك أطفال صغار يتكئون على ساقه، أشباح صغيرة تطير في المكان. علينا أن ننظف هذا بسرعة، سيداتي سادتي. |
60 yaşındaki adama yardım etmeyerek 10 küçük çocuğu kurtarabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ إنقاذ عشرة أطفال صغار بعدم مساعدة رجل في الستين من عمره للصعود إلى القارب . |
İşim yok,bakmam gereken Küçük çocuklarım yok. | Open Subtitles | ليس لدي وظيفة و أطفال صغار لأعتني بهم |
Üç çocuklu, güzel bir ev kadınıydı. | Open Subtitles | سيدة منزل لطيفه لديها ثلاثة أطفال صغار |
Evden altı gün uzağım ve beş küçük çocuğum var. | Open Subtitles | أنا بعيدًا عن المنزل بمسافة ستة أيام ولدي 6 أطفال صغار |
Aralarında küçük çocuklarla uyuyan cesetler vardı. | Open Subtitles | كان لديهم بعض الأجساد مع أطفال صغار نائمين بينهم |
İyi adamlardı. küçük çocukları olan iyi aile babalarıydı. | Open Subtitles | رجلان صالحان، لديهما عائلتين مع أطفال صغار. |
Kardeşlerimin küçük çocukları var bu yüzden restoran işine ben yardım ediyorum. | Open Subtitles | أختي وأخي لديهم أطفال صغار, لذا أساعدهم بالمطعم |
- O seviyedeki askerler küçük çocukları kaçırmaz. | Open Subtitles | -مثل هؤلاء الجنود لا يأسرون أطفال صغار . |
küçük çocukların varken tek başına kalmak kolay değildir, ben bilirim. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تربي أطفال صغار لوحدك، أنا أعرف ذلك. وأنا... |
Evet,düşündüm de, küçük çocukların olduğu için... | Open Subtitles | أجل، فكرن أن لديك أطفال صغار... |
küçük çocukların olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نفهم أن لديك أطفال صغار |
Neden yedi küçük sandalye var? Yedi küçük çocuk olmalı... | Open Subtitles | ماهذا، يوجد سبعة مقاعد صغيرة يبدو أنها لسبعة أطفال صغار |
Ne zaman küçük çocuk görsek yüzünde bu suçlu ifade oluyor. | Open Subtitles | دائماً ما تأتيك تلك النظرة المليئة بالندم على وجهك عندما نرى أطفال صغار |
Sonra da havucu dört küçük çocuğu olan bir aileye sattım. | Open Subtitles | و بعت الجزرة لعائلة لديهم 4 أطفال صغار |
Dale ve karısının üç küçük çocuğu var. | Open Subtitles | دايل) وزوجته لديهم 3 أطفال صغار) |
Küçük çocuklarım yok. | TED | ليس لدي أطفال صغار السن. |
Ranço, işimi kaybederim. Küçük çocuklarım var... | Open Subtitles | يا (رانشو) ، سوف أخسر وظيفتي لدي أطفال صغار |
İyi-minik-evhanımı. Üç çocuklu. | Open Subtitles | نيس قليلا ربّة بيت ثلاثة أطفال صغار |
Üç küçük çocuğum var. | Open Subtitles | ولدي 3 أطفال صغار |
Bunun yerine küçük çocuklarla dolu bir evde kalmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا أفضل البقاء في منزل مع أطفال صغار. |
Hepsi genç çocuklar, hepsi birer cadı dehası. Yer yarıldı içine girdiler. | Open Subtitles | كلّهم أطفال صغار وسحرة موهوبين اختفوا جميعًا فجأة. |
küçük çocuklar farklı ırklarla entegre anaokullarına ve ilkokullara gittiklerinde çok daha az önyargı geliştiriyorlar. | TED | وعندما يذهب أطفال صغار إلى روضة متكاملة عرقياً ومدارس إبتدائية يطورون أقل تمييز في البداية. |