"أظنّهم" - Traduction Arabe en Turc

• Sanırım
• sanmıyorum

Sanırım çaylakları avlama konusunda uzmanlaşmışlar. Bizi yenerek bedavadan galibiyet kazanmak istiyorlar.
أظنّهم مُختصّين في اصطياد الوافدين الجُدد، إنّهم يودّون نقاط فوز على حسابنا.

Sanırım dışarıdan gelecek tehditler ile ilgileniyorlar... dışarıya sıvışmaya çalışanlarla değil.
أظنّهم يبحثون عن تهديدات تحاول الدخول، لا أناس يحاولون الخروج خلسة.

Sanırım adamın beyniyle oynadılar. Bir tür beyin boşaltma.
أظنّهم عبثوا بدماغه عن طريق حذف ذكرياتٍ محدّدة

Dün gece kovaladıklarının o çocuklar olduğunu sanmıyorum.
لا أظنّهم كانوا يطاردون الشابّين في القاعدة بالأمس

Doğal olarak bu kadar büyük olduklarını sanmıyorum.
لا أظنّهم يجعلونهم بتلك الضخامة بطريقة طبيعيّة

Sanırım arka odayı kutlama için hazırlıyorlardır.
لا أعلم، أظنّهم يجهّزون غرفةً لحفلة الانتصار.

Sanırım bana serumla ağrı kesici veriyorlar. İyileşmenin en iyi ikinci yolu bu.
أظنّهم يقطّرون لي مسكّن المورفين، وهذا أفضل ما بالأمر.

Şehri geri almak için yapılacak olan büyük hücum için stokluyorlar Sanırım.
أظنّهم يخزّنونها لأجل الهجوم الكبير لاستعادة المدينة.

Sahilde hiçbirşey yok. Sanırım ormana geri girdiler.
لا شيء بالساحل، أظنّهم عادوا للغابة

Periferik nabızlara bakıyorlar Sanırım.
أظنّهم يتحرّون النبض الوعائي المحيطي

Bilemiyorum, Sanırım bizi korumaya çalışıyorlar.
لا أعلم، أظنّهم يحاولون حمايتنا

Sanırım sana bu partiden bahsetmemişlerdi.
أظنّهم لم يخبروك بهذا الجزء أليس كذلك؟

Sanırım bunu öldüklerinde düşünecekler.
أظنّهم سيقلقون على هذا بعدما يموتون

Sanırım eğleniyorlar.
أظنّهم يُمتّعون أنفسهم

Sanırım bu yüzden buna kendini feda etmek deniyor.
أظنّهم يسمونها "تضحية" لهذا السبب

Bilmiyorum ama Sanırım avukatlar.
لكنّي أظنّهم محامين

Bilmiyorum ama Sanırım avukatlar.
-لستُ أدري لكنّي أظنّهم محامين

Sanırım hareket ettiklerinde, ölüyorlar.
أظنّهم يموتون عندما يتحرّكون.

Direksiyon başında yakalayınca çok da uğraştıklarını sanmıyorum.
لذا عندما أمسكوا به خلف عجلة القيادة، لا أظنّهم حاولوا إستخلاص البصمات

Beni gördüklerinde düşündüğün kadar sevineceklerini sanmıyorum.
لا أظنّهم سيكونوا سعداء لرؤيتي كما تظنّ.

O küçük kızın ne olduğunu bildiklerini sanmıyorum.
لا أظنّهم يعرفون حقيقة تلكَ الفتاة الصغيرة