Sanırım bu internette randevulaşmanın yazısız bir toplumsal sözleşmesi. | Open Subtitles | الجميع يبالغون بماهياتهم على شبكة الحاسوب و أظنّ هذا الجزء الضمني لعقد مواعدة إلكترونية. |
Sanırım bu efendilik bağı sorusunu cevaplıyor. | Open Subtitles | أظنّ هذا يقطع الشقّ باليقين فيما يخص رابطة الاستسياد |
Bir şey yapmıyoruz ki. Sanırım bu sorunun da bir parçası. | Open Subtitles | إنّنا لا نفعل أيّ شيء، أظنّ هذا جزءًا من المشكلة. |
Sanırım bu beşlik çakmaktan da beter, ha? | Open Subtitles | أظنّ هذا أسوأ من ضرب الكفّ، صح؟ |
Bence bu sağlıklı bir şey. Ama benden nefret etmeden önce beni seviyordun, unutma. | Open Subtitles | أظنّ هذا صحيًّا، لكن لا تنسَ أنّك أحببتني قبلما تكرهني. |
Sanırım bu düşündüğümden biraz daha karışık olacak. | Open Subtitles | حسنٌ... أظنّ هذا سيكون معقدا قليلا ممّا ظننته |
Sanırım bu spin attığına inandırır. Elena? | Open Subtitles | أظنّ هذا يمنحنا عامل تمويه، ما رأيك؟ |
Andy, Sanırım bu sessiz yediğimiz yemeklerden birisi olacak. | Open Subtitles | -آندي)، أظنّ هذا سيكون أحدَ وجباتنا الصامتة) |
Sanırım bu size yeter. | Open Subtitles | أظنّ هذا كلّ ما تحتاجه. |
Sanırım bu seni bir hayalet yapıyor. | Open Subtitles | أظنّ هذا يجعل منكَ شبحاً. |
Sanırım bu onu üzebilirdi. | Open Subtitles | أظنّ هذا قد يضايقها. |
Al, Sanırım bu sana ait. | Open Subtitles | خذ، أظنّ هذا يخصّك. |
Andy, onu buraya ben kaçırdım. Bence bu aletimi suratına şaplatmama yetecek bir sebep. | Open Subtitles | (هرّبتها إلى هنا يا (أندي أظنّ هذا يستحقّ نيلي شيئاً بالمقابل |
Hayır, Bence bu senin iş tanımına birebir uyuyor. | Open Subtitles | كلاّ، أظنّ هذا من صميم مهامكِ |
Bence bu saçma bi inanış | Open Subtitles | -هيتوداما"، أظنّ هذا ما يطلقونه عليها" . |