Ve bu kalabalığın yardımıyla oldu, bu yabancıların bana gösterdiği incelikler yoluyla oldu, ve ben beni kovalayan geçmişimin üstündeki perdeyi kaldırmayı başardım. | TED | وقد كان عن طريق التعهيد الجماعي، عن طريق العطف الذي أظهره الغرباء لي، أن استطعت أن أكشف أجزاء من ماضيي كانت تطاردني. |
Gerçekte gösterdiği, herhangi bir sistemi benimsediğinizde bir bakıma zihin içinden çıkarılmıştır, çünkü, | Open Subtitles | ما أظهره بالفعل، أنه لكى تتبنى أي نظام والذي جرّدنا العقل عنه |
Özellikle de son defasında gösterdiği kaba tutuma rağmen. | Open Subtitles | خاصة بعد السلوك الوقح الذي أظهره بالمرة الماضية |
Göster ki anlayabileyim! | Open Subtitles | أظهر لي غضبك أظهره لي حتى يتسنَ لي تفهم موقفك |
Bir şey görür ya da duyacak olursan ateş etmeden önce bize Göster. | Open Subtitles | إذا رأيتم أو سمعتم أي شيء أظهره لنا قبل أن تطلقوا عليه |
Ama Stirling motorundan sonra, Otto ortaya çıktı, Otto'da içten yanmalı motoru icat etmemişti, sadece yeniden düzenledi. Bunu 1867'de Paris'te gösterdi, | TED | ولكن بعد محرك ستيرلنج أتى أوتو وهو أيضا لم يخترع محرك الاحتراق الداخلي، لقد حسنه فحسب لقد أظهره في باريس عام 1867 |
Eskiden boşaldığımda çıkardığım ses şimdi işediğimde çıkan ses. | Open Subtitles | مثلا الصوت الذيل أظهره عندما أقذف هو الآن الصوت الذي أظهره عندما أتبول |
Özellikle son gösterdiği kabalıktan sonra. | Open Subtitles | خاصة بعد السلوك الوقح الذي أظهره بالمرة الماضية |
Ve Marchello'nun 64 numaralı otobüsün sürücüsü olduğu anlaşılıyor. 64 numaraya bindiğinizde, Marcelo'nun scooterı üzerinde de gösterdiği gibi, aynı taşkınlıkla süreceğini bilebilirsiniz. | TED | ويتضح لنا أن مارشيلو، هو سائق الحافلة رقم 64. وان سنحت لك الفرصة باستقلال الحافلة رقم 64 من قبل فأنت تعلم أنه يتم قيادتها بنفس القدر من الحماس الذي أظهره مارشيلو أثناء قيادته لدراجته النارية. |
Gödel'in "eksiklik teoriminde" gösterdiği; | Open Subtitles | ما أظهره "غودل" في نظريته لعدم الاكتمال، |
İşte Gödel'in gösterdiği, kapsamın daima sınırlarının bulunduğudur. | Open Subtitles | وما أظهره "غودل" بأن النطاق محدود دائماً. |
Ona da, bana gösterdiği saygısızlığın aynısını Göster! | Open Subtitles | . إره نفس عدم الأحترام الذي أظهره إلي |
Prens'in Anna'ya gösterdiği tiksindirici bulduğu bir şey. - Şüphesiz yanında Fransa'ya getirdiği bir şey. | Open Subtitles | أظهره الأمير لأنا و التي وجدته بغيضاً. |
DNA'nın gösterdiği. | Open Subtitles | هذا ما أظهره لنا الحمِض النووي. |
Göster. Bu odada teslim et bana o istikbali. | Open Subtitles | أظهره لي، سلمني مستقبلي هُنا في هذه الغرفة |
Biz gittikten sonra bunu muhafızlara Göster. | Open Subtitles | أظهره للحراس عندما نذهب |
Göster herkese. | Open Subtitles | أظهره للجميع الآن. |
İyi ki, yeni vaiz bana başka bir yerde denemem gerektiğini gösterdi. | Open Subtitles | الشيء الجيد الذي أظهره لي الداعية الجديد أنّه عليّ تجربة شيء آخر. |
Floyd Romesberg: Kesinlikle, doğru, ve bence çalışmamız gösterdi ki bahsettiğim gibi her zaman bir önyargımız vardı, kusursuz olduğumuza dair, en iyi olduğumuza dair, Tanrı bizi böyle yarattığı, evrim bizi böyle kıldığı için. | TED | فلويد رومسبيرغ: بالطبع، أعتقد أن ذلك صحيح، وأعتقد أن ما أظهره عملنا، كما ذكرت، أنّه لطالما وُجد هذا التعصّب أننّا مخلوقات مثاليّة، أننا الأمثل، فقد خلقنا الإله هكذا، أو أن التطوّر جعلنا مثاليين بهذه الطريقة. |
Fakat araştırmalarım gösterdi ki son 20 yıl süresince cinsiyet farklılığı gibi gözüken şey gerçek bir cinsyet çifte açmazı değil, aslında düşük güçlü çifte açmazdır. | TED | لكن ما أظهره بحثي على مدى العقدين الماضيين، أن ما يبدو أنه كفرق بنوع الجنس فهو ليس بقيد مزدوج لنوع الجنس بالفعل، وإنما هو قيد مزدوج منخفض الطاقة. |
Boşaldığımda çıkardığım ses. | Open Subtitles | ما الصوت الذي أظهره عندما أقذف |