"أعتاب" - Traduction Arabe en Turc

    • eşiğinde
        
    • kapıma
        
    • kapımıza
        
    Bazı oluşumlar, insan görünürlüğünün eşiğinde. TED بعض التشكيلات تكاد تكون على أعتاب الرؤية البشرية.
    Düşman kapınızın eşiğinde. Vekilharc olarak şehrin müdafaası sizin öncelikli vazifeniz. Open Subtitles العدو على أعتاب أبوابك كمشرف فإن معك التكليف
    Savaşın ardından, topraklar ve okullar yağmalanıyor, yasalar dini yasaklıyordu; yerlileri yok olmanın eşiğinde gören antropologlar da kutsal nesneleri topluyorlardı. TED في أعقاب الحرب، والأراضى المسروقة، والمدارس الداخلية، وقوانين حظر الدين، علماء الآثار جمعوا الأشياء المقدسة معتقدين أن الشعوب الأصلية على أعتاب الانقراض.
    İki hafta önce, kapıma geldi ve her şeyi anlattı. Open Subtitles قبل أسبوعين، ظهرت عند أعتاب منزلي وأخبرتني بالقصّة كلها.
    Beş yıl sonra birden kapıma gelip, bana zarar vermek istemediğini söyledi. Open Subtitles بعد خمس سنواتٍ لاحقاً، يظهر على أعتاب منزلي، يُخبرني مُجدّداً كيف أنّه لا يُريد أن يؤذيني.
    Nihayetinde yer cüceleri tarafından kapımıza bırakıldın. Open Subtitles أعني، بعد كل شيء، كنت تركت على أعتاب لدينا من قبل المتصيدون.
    İşte, Y2K + 10 problemi kapımıza dayandı, TED حسنا فهي إذن هنا, مشكلة ال Y2K+10 على أعتاب أبوابنا.
    Doktor, karım ölüm eşiğinde. Open Subtitles أيها الطبيب، إنها على أعتاب الموت
    Tarihin eşiğinde durduğum ana kadar bekledin. Open Subtitles تنتظر حتى أقف على أعتاب التاريخ
    Bugün buradasınız çünkü bilim sarsıcı bir keşfin eşiğinde başka birini nasıl ve neden çekici bulduğumuza ilişkin bir keşfin. Open Subtitles أنتم تجتمعون هنا اليوم لأنّ العلم على أعتاب اكتشاف مُذهل... اكتشاف حول كيف ولماذا
    Şimdi ölümün eşiğinde. Open Subtitles والآن على أعتاب الموت
    dışarda, kimsesiz toprakların eşiğinde. Open Subtitles خارجاً، على أعتاب الفراغ
    Ölümün eşiğinde. Open Subtitles على أعتاب الموت
    - Mesele de bu zaten Bayan Carter, şu anda içinde bulunduğumuz durum zaten kısır bir döngü, çünkü liman çok kazançlı bir sözleşmeye imza atmanın eşiğinde. Open Subtitles -حسناً، هذه هو الأمر يا سيدة "كارتر "، لأنهُ الأمر يأخُذ سيناريو "الدجاجة والبيضة" الآن لأن الميناء على أعتاب عقدِاً مُربِح.
    Ölümün eşiğinde. Open Subtitles على أعتاب الموت
    Monarch kapatılmanın eşiğinde Brooks. Beş parasız kaldık. Open Subtitles (شركة (مونارك) على أعتاب التوقّف، (بروكسس.
    İnanamıyorum, bana karşı öyle iyisin ki kapıma kadar gelmişsin. Open Subtitles ...لا أصدق ذلك، أنك أتيت بنفسك إلى أعتاب بابي
    ..kapıma bir notla paket bırakmıştı. Open Subtitles لقد ترك طردًا على أعتاب منزلي به رسالة
    Ve her gün onlarcası kapıma geliyor. Open Subtitles و يصلون على أعتاب منزلي كل يوم بالعشرات
    Bu yüzden bu girişimleri kapımıza kadar geldi. Open Subtitles لهذا وصلت هذه الحَملة إلى أعتاب بيتنا.
    Bağnazlardan oluşan bir orduyu kapımıza kadar getirdim. Open Subtitles أنا ألقى جيش المتعصبين على أعتاب لدينا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus