Ama ben ortak olacağımızı sanmıştım. Beni sevdiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لَكنِّي إعتقدتُ بأنّنا سنكون شُركاء ، أعتقدتُ أنك تُحبُني |
Japonya'ya gitme nedeninin o bayanla balayı yapmak olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك رحلت إلى اليابان في شهر عسل مع تلك السيدة |
Bir şey söyledin sandım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك قلتِ شيئاً آخر حقاً؟ |
Sır tutacağını düşündüm. Ama tutmadı. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك ستختبيء خلف الباب لكنك لم تفعل |
Özür dilerim, kısa süreli bir ilişki olduğunu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | آسفة، أعتقدتُ أنك علمت بأنها كانت مجرد علاقة غرامية مؤقته |
Seni Asyalı ben sanmıştım fakat anladım ki ben, beyaz senim. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك النسخة الآسيوية مني و لكن أدركتُ الأن ، أنني القوقازية منكِ -ماذا؟ |
Aile olmak istersin sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك تريد أن نكون عائلة |
Bu konu hakkında düşünmeyi bırakacağını sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك لم تعد تفكر في ذلك |
Çoktan unuttuğunu sanmıştım! | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك نسيت |
Numara altı, neredesin? Hey, Bishop. Erken çıktın sanmıştım. | Open Subtitles | -مرحباً (بيشوب) ، أعتقدتُ أنك غادرت مبكراً |
O adamın terini içmesine izin verdin sandım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك تركت ذلك الرجل يشربُ عرقك |
Onun kahramanı olduğunuzu sandım. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك كنت بطلهُ |
Seni dost sandım. Rahat bırak beni. | Open Subtitles | لقد أعتقدتُ أنك صديقي - ! |
Öğle yemeğinde bana katılmak isteyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك ترغبَ بالألتحاق بي للغداء |
Siz yokken ofisinize girmemle ilgili konuşmak istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | -مالأمر ؟ أعتقدتُ أنك تحب أن تناقش معي موضوع إقتحامي مكتبك عندما كنت في الخارج |
Hazır olduğunda karar vereceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك ستغير رأيك عندما تكون جاهزا |
Bana elini iyileştirmek istiyorum? Sana normal bir gün istediğini sanıyordum. | Open Subtitles | تريدينى أن أشفى يدك ، أعتقدتُ أنك تريدين يوما عاديا |
Öyle her istediğini yapabileceğini düşünen biri olmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك لست من هؤلاء الأشخاص الذين يمنون أنفسهم بفعل المستحيل ؟ |
Clava DeSora Infinatus'un bir aldatmaca olduğuna inandığını sanıyordum, Daniel Jackson. | Open Subtitles | ! أعتقدتُ أنك ستؤمن أن ذلك المفتاح مجرد أسطورة، (دانييل جاكسون) |
Şükürler olsun! Onu bir sene önce falan yaptığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | الحمد لله ، أعتقدتُ أنك صنعتُ هذا منذ سنة |
Verdiğin tepkiye çok memnun oldum, çünkü büyük bir hata yaptığımı söyleyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية لرد فعلك ، لأنني أعتقدتُ أنك كنت ستخبرني أنني أقوم بخطأ فادحاً |
Beni tekrar görmek isteyebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدتُ أنك ترغب برؤيتي ثانيةً |