bence bu plan gezegeni kurtarabilir, ve biz bunu başarabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يمكن أن ينقذ الكوكب ويجب أن ننفذه |
Sanırım ne olduğunu biliyorum. Sanırım o şahin onu götürdü. | Open Subtitles | أعتقد أني أَعْرفُ ما حَدث أعتقد أن ذلك الصقرِ أختطفها. |
Sayın Başkan, bunun gündemde olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | سيّدي الرئيس، لا أعتقد أن ذلك مدرج على جدول أعمالنا اليوم |
Sanırım bunun 150 yıllık Çin ile bir ilgisi var. | Open Subtitles | و أعتقد أن ذلك سببه الأقداح الخزفيه العتيقه |
Birileriyle birlikte olduğundan bahsetti ve Bence o birileri Lemon'un ta kendisi. | Open Subtitles | انه يتسكع مع شخص ما، و أعتقد أن ذلك الشخص هو ليمون |
Sanırım, bu...zor oğluna bakıyorsun ve bir adamla konuştuğunun farkına varıyorsun ve o adamın artık babasının tavsiyesine ihtiyacı olmadığını görüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك أمر صعب أن تدرك بأنك تتحدث إلى ولدك كرجل حقيقي رجل لم يعد بحاجة إلى نصيحة والده مجدداً |
Galiba nedenini biliyorum. Sanırım, sonunda oldu. Programım sayesinde tanınıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف هذا ، أعتقد أن ذلك أخيراً حدث ، لقد بدأوا يتعرفون عليّ من برنامجي |
Ben bunun çok sevimli olduğunu düşündüm çünkü ben de Munchkin'ler gibi şarkı söyleyebilirim. | Open Subtitles | و أعتقد أن ذلك كان لطيفاً جداً، لأنه، حسناً، أستطيع أن أغني مثل الطفل الصغير بنفسي |
bence bu aşamada, senin için daha fazla şey ifade ediyor olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يعني شيئاً بالنسبة لك أكثر مني في هذا الوقت |
Silah şarj sürelerine bakılırsa, bence bu iyi bir ölçü. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك معياراً إنذارياً جيّداً إعطاء المسؤولية لفرقة الأسلحة |
bence bu ortaçağdaki gibi olurdu insanlar büyük bir katedral inşa ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يشبه العصور الوسطى عندما يبني الناس كاتدرائية ضخمة وجميلة |
Hayır. Sanırım, o ara, dışarı kaçıp arabada oyunu dinlediğim zamandı. | Open Subtitles | كلا، أعتقد أن ذلك حينما تسلّلت إلى السيّارة لأستمع إلى المباراة |
Sanırım o fırın iki günde bir yanıyor. | Open Subtitles | أممم، أعتقد أن ذلك الفرن يسعر يوم واحد في الأسبوع |
Sanırım o şey cin tahtasına bir mesaj bırakmış. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الشئ ترك رسالة على لوح الويجا |
Oğlanlar, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, ya siz? | Open Subtitles | أيها الأولاد، أنا لا أعتقد أن ذلك كان فكرة جيدة، أليس كذلك؟ |
Uykusuzluk çekiyor. Bunu çok iyi anlıyorum, ama sorunun tek başına bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | متفهّمة تماماً، لكنّنى لا أعتقد أن ذلك هو السبب فقط |
Bunun onun için bir sorun olduğunu sanmıyorum tatlım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك مشكلة بالنسبة لها عزيزتى |
Sonuçta moral konuşması işe yaramıştı ve artık o sakinliği hissediyordum. Bir de Sanırım bunun nedeni Jonathan'ın 13 yaşında olmasıydı | TED | اكتشفت أن تلك المحادثة القصيرة قد آتت أُكلها، وغمرني شعور بالهدوء. أعتقد أن ذلك يعود إلى أن جوناثان كان في الثالثة عشرة من عمره. |
Sanırım bunun acelesi yok. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أن ذلك ليس مستعجلاً |
Bence o lanet at seni çok fazla seviyormuş seni korumaya çalışmış. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الحصان المَلْعُون أحبَّك كثيراً وكَانَ يُحاولُ حِمايتك |
Sağlık ekiplerine ihtiyacım var. sanırım bu polis kolumu kırdı. | Open Subtitles | أحتاج بعض العناية الطبية, أعتقد أن ذلك الشرطي كسر ذراعي. |
Evet, bizim enerjimiz ona da geçtiğinden Galiba. | Open Subtitles | صحيح إنها مسترخية أعتقد أن ذلك بسبب كونها تستمد الحيوية مننا |
Ben bunun onlara harika filmler yaptıracağına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك سيساعدهم لصناعة أفلام عظيمة |
Çünkü bence çok farklı geçecek bu ve korkabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لأني أعتقد أن ذلك سيكون هائلا وأعتقد أنكي ستكونين خائفة. |