"أعرفهُ" - Traduction Arabe en Turc

• bildiğim
• tanıyorum
• tanırım
• tanıdığım
• tanımıyorum
• bilmediğim

Tek bildiğim, o ambulansa canlı girdiği ve ölü çıktığı.
كلَّ ما أعرفهُ أنَّه ولَجَ لتلكـَ الإسعافِ على قيدِ الحياة

bilmediğim şeyler için sonsuz bir liste çıkarabilirim sana ama bildiğim bir şey varsa o da ailevi davalardır.
إستمعي، يمكنني أن أعطي قائمة لانهاية لها بالأشياء التي لا أعرفها، لكن الشيء الوحيد الذي أعرفهُ هو محكمةُ العائلة

Sana bildiğin her şeyi ben öğrettim ama bildiğim her şeyi öğretmedim.
أنا لقنتكَ كل شيء تعرفه! و لكن ليسَ كل شيء أنا أعرفهُ

Onu iyi tanıyorum. Çok yufka yüreklidir.
أنا أعرفهُ جيداً، إنهُ أبله تماماً

Adını bilmiyorum... lâkin görsem tanırım.
أنا لا أعرف إسمهُ لكن يمكن أن أعرفهُ إذا رأيتهُ

Herşeyin mükemmel olması için beni bekletmedi tanıdığım biri gibi.
هي لم تجعلني أنتظر لتصبح جميع الأمور مثالية . مثلَ شخصٍ أعرفهُ

Onu tanımıyorum. Çok anlamsız.
أنا لا أعرفهُ.الأمر غير منطقي.

Size söyledim, buradaydılar, gittiler, bildiğim bu.
لقد كانوا هنا, ثم غادروا, هذا كل ما أعرفهُ عنهم إذهب و إسأل الأخرين عنهما

Tüm bildiğim, senin bunu yarın saat 4:15'te postalaman gerektiği.
جُلّ ما أعرفهُ أنّي أريدُكَ أن تُرسل هذا عند الـ4.15 غداً.

Tek bildiğim, kullandıkları kaynakların sayısına bakılırsa seni ondan uzak tutmak onlar için çok önemli.
كل ما أعرفهُ أن كمية الموارد التي إستخدموها فإبقائكَ بعيداً عنها هو مهمٌ جداً لهم

Zaten bildiğim bir şeyi bana söylemek neden bu kadar zor?
لماذا من الصعب أن تخبرني شيئاً أنا أعرفهُ أصلاً؟

Bak tek bildiğim birileri hayatımıza biraz daha kolaylık katıyor.
أسمع ، كلُ الذي أعرفهُ بأن أحدهم ، جَعلَ حياتنا أسهل قليلاً

Anne, bildiğim her şeyi anlattım.
أمي, لا أعلم سبق وقلتُ لكِ كلُّ ما أعرفهُ

bildiğim tek şey, nişan yüzüğü var ama kocası yok.
حسنٌ, كلُّ الّذي أعرفهُ إنّها تضع خاتم زواج, ليسَ من زوج

Bu gece evime gel, sana bildiğim her şeyi anlatacağım.
تعاللمنزليالليلة، سأخبرُكَ جُلَ ما أعرفهُ

- Senden daha iyi tanıyorum. - Esas ben senden daha iyi tanıyorum.
.أعرفهُ أفضل منكِ - .أنا أعرفهُ أفضل منكَ -

Adam melek değil, ama onu çocukluğundan beri tanıyorum.
(آدم) ليسَ ملاكاً لكني أعرفهُ منذُ أن كانَ طِفلاً

Evet. Aslında öyle biri değildir. Onu tanırım.
.أجل، حسناً أنهُ ليس كذلك، أنا أعرفهُ

- Bu adam güveniyorum, onu tanırım.
-أنا أثق بهذا الشخص , أنا أعرفهُ -حسناً

Carlton'daki tanıdığım çocuk geçen yıl mezun oldu.
الشخصُ الذي كُنتُ أعرفهُ في كارلتون تخرج العام الماضي

Bu adamı tanıdığım kadarıyla söylüyorum, içeri kötü bir şeyden girmedi.
، أسمع ، مما أعرفهُ عنهُ هو لم يدخلُ السجنَ عن طريق الصدفة

Evet. Onu senin kadar iyi tanımıyorum.
أجل، لا أعرفهُ كما تعرفينهُ أنتِ.

Senin hakkında hâlâ bilmediğim bir şey varsa, bunu senin ağzından duymak isterim.
إذا هناك أي شيء ما زلتُ لا أعرفهُ عنكِ، أُريدُ سماعه مباشرةً منكِ.