| Göremiyorum ama orada olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع رؤيتهم لكنني أعرف أنهم موجودون تحت |
| Okulda olsaydım bu teorilere gülerdim, ama şimdi onların en az senin ve benim kadar gerçek olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لو كان هذا بعد تخرجي من الجامعة.. كنت سأضحك كثيرا أما الآن أعرف أنهم حقيقة مثلي و مثلك |
| Telsiz sükûtta olduklarını biliyorum ama onlara ulaşmak zorundasın. | Open Subtitles | أعرف أنهم منعوا الإتصالات، لكن لا بد من إرسال أحد إلى هناك. |
| Sorunları olduğunu biliyorum ama bana iyi insanlarmış gibi geliyor. | Open Subtitles | أعرف أنهم يتعاملون مع مشاكل لكنهم يبدون أناس طيبين لي |
| Onların eski mafya fedaileri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنهم كانوا رجال مافيا فى السابق |
| Burasının manken çalıştıracak kadar parası olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسنا,لم أكن أعرف أنهم يمكنهم هنا تحمل أجور العارضات |
| Yemin ederim bilmiyordum. Bunu yapacaklarından haberim yoktu. | Open Subtitles | أقسم أني لم أعرف لم أعرف أنهم سيفعلون ذلك |
| Telsiz sükûtta olduklarını biliyorum ama onlara ulaşmak zorundasın. | Open Subtitles | أعرف أنهم منعوا الاتصالات، لكن لا بد من إرسال أحد إلى هناك. |
| Oğlun gibi olduklarını biliyorum ama ben senin öz kızınım. Abartma. | Open Subtitles | أعرف أنهم مثل أبناء لك ولكنى إبنتك الحقيقيه |
| Bu kasabadan yıllar önce temizlenmiş olmaları gereken bir tür olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم قذارة كان يجب تنظيفها من هايفن منذ سنوات |
| Kabul etmeniz için şirkettekilerin ne olursa vermeye hazır olduklarını biliyorum ancak sizden bunu istemenin bir yararı olmadığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، أعرف أنهم على إستعداد لبذل ... أي شئ من أجل الحصول على إقرارك إلا أنهم يعتقدون أنه لا فائدة من ذلك |
| Ekosistem açısından önemli olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | . أعرف أنهم جزء مهم من النظام البيئى |
| İyi olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أولادنا بخير- أعرف أنهم كذلك لكنني أوضح فكرتي - |
| Kardeşinden farksız olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم كانوا بمثابة أخوة لك |
| (Gülüşmeler) Yakın olduklarını biliyorum, sadece o kadar değiller. Bir devrime ihtiyacımız var. | TED | (ضحك) أعرف أنهم متقاربين، لكن ليس لهذه الدرجة. نحن نحتاج لثورة. |
| Burada olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم كانوا هنا |
| Geçen haftaki maçta gözlemciler olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم في كانوا في استطلاع الأسبوع الماضي ولست متأكداَ |
| Onların müvekkiliniz olduğunu biliyorum ama bana yardım edebilir misiniz? | Open Subtitles | أعرف أنهم عملائك، لكن هل يمكننك مساعدتي؟ |
| Onlarda olduğunu biliyorum. Çünkü ben verdim. | Open Subtitles | أعرف أنهم يمتلكونها لقد أعطيتها لهم |
| Üzerimde test yaptıklarını biliyordum ama ne için olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنهم يختبرون علي ولكن لا أعرف لماذا. |
| Filmlerin içeride bu kadar popüler olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنهم يعرضون الأفلام بالسجن |
| Yemin ederim bilmiyordum. Bunu yapacaklarından haberim yoktu. | Open Subtitles | أقسم أني لم أعرف لم أعرف أنهم سيفعلون ذلك |