Bak, kirli kahve fincanları hakkında çok şey biliyorum... ve bir sürü gerçek biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أنا أعرف الكثير عن فناجين القهـوة المتسخة وأعلم الكثير من الحقائق |
Hançer hakkında çok şey biliyorum. Ancak senin kılıcın hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير عن الخنجر لكنْ ما لا أعرف عنه هو سيفك |
Atlarla ilgili çok şey biliyorum ve ahır yönetebilirim. | Open Subtitles | أنا أعرف الكثير عن الخيول وأستطيع إدارة اسطبل |
Şaraptan çok anlamam ama bu berbat. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الكثير عن النبيذ لكن هذا فظيع |
2000 yıllarında nükleer enerji hakkında fazla bilgim yoktu, o nedenle öğrenmeye çalıştım. | TED | لم أكن أعرف الكثير عن الطاقة النووية في عام 2000 لذا بدأت المحاولة بالتعلم |
Şifre çözme konusunda pek bilgili sayılmam efendim ama bir Lektor onların en gizli sinyallerini çözebilir. | Open Subtitles | ... أنا لا أعرف الكثير عن عمليات التشفير يا سيدى ولكن ماكينة ليكتور يمكنها تسجيل إشاراتهم السريه |
İşin hakkında hiçbir bilgim olamayabilir ama bebekler hakkında çok şey bilirim. | Open Subtitles | أنا لا أفهم أي شيءعما تفعلين لكني أعرف الكثير عن الأطفال |
Kadınlar hakkında pek bir şey bilmem ama onları kızdırdığım zaman anlarım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الكثير عن المرأة، ولكن أنا أعلم أنني مستاء لهم. |
Hayatımda bu kadar çok şey biliyorken nasıl geliyorsun? | Open Subtitles | كيف أعرف الكثير عن حياتك؟ |
Yani aslında bir platform kurmak hakkında çok şey biliyorum, ve bir Akranlar, Inc. şirketi kurmak hakkında, çünkü son Paris'te son iki senemi bunu yaparak geçirdim. | TED | اذاً أنا فعلاً أعرف الكثير عن بناء منصة أقران الآن, و"شركة أقران", لأنني قضيت العامين الماضيين أقوم بذلك في باريس. |
Ve ben aptalca şeyler hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف الكثير عن الأشياء الغبية |
Bakalım. Köpek balıkları hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | لنرى , أنا أعرف الكثير عن أسماك القرش |
Evet, "nükleerler" hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | أجل ، إنني أعرف الكثير عن المجال النووي |
- Aileniz hakkında çok şey biliyorum. | Open Subtitles | اني أعرف الكثير عن عائلتك |
Kaplarla ilgili çok şey biliyorum. | TED | أعرف الكثير عن الأواني الفخارية. |
Kadın bedeninin nesnelleştirilmesi ile ilgili çok şey biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير عن النظرة الدونية لـ "هيئة المرأة" |
- Hiçbir şeyden çok anlamam ama her şeyden pratik olarak azıcık anlarım. | Open Subtitles | ... ـ لا أعرف الكثير عن أي شئ لكني أعرف القليل عن ممارسة كل شئ |
Greendale'de hukuk öğretiyorum, bu yüzden sözüme inanın hukuktan çok anlamam ama kontrat ihlalini nerede görsem tanırım. | Open Subtitles | "أدرس القانون في "جريندييل و لهذا صدقوني، لا أعرف الكثير عن القانون و لكنني أعرف إنتهاك شروط العقود عندما أراها |
Bu arada, teknik meseleler hakkında fazla bilgim yok. | Open Subtitles | بالمناسبة، أنا لا أعرف الكثير عن المسائل التقنية |
Silahlar hakkında fazla bilgim yok, ama babam küçük çapta avlanırdı, ve bana anlattığına göre ateşli silahın performansını etkileyen başka faktörler de varmış. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير عن الأسلحة، لكن أبي، يقوم بالقَنْص لمرات قليلةٍ، وأخبرني أن هناك، |
Kadınlar konusunda pek bilgili değilim. | Open Subtitles | - لا ، هذا كل شيء - لا أعرف الكثير عن النساء |
Şekerler hakkında çok şey bilirim. | Open Subtitles | أعرف الكثير عن الحلوى |
Güzel bir dergi gibi duruyor ama odunlar hakkında pek bir şey bilmem ben. | Open Subtitles | يبدو باردا ، لكنني لا أعرف الكثير عن الخشب. |
Hayatımda bu kadar çok şey biliyorken nasıl geliyorsun? | Open Subtitles | كيف أعرف الكثير عن حياتك؟ |
Müzikten pek anlamam. | Open Subtitles | عما تتحدث؟ أنا لا أعرف الكثير عن الموسيقى |