Hissediyorum, Tek Göz Willy. Aşağıda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع الشعور بك، ويلي الأعور أعرف بأنك هنا |
İşte, payın. Ondan kendin alamayacak kadar aptal olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هنا نصفك, أعرف بأنك أحمق كبير بسبب أنك لاتستطيع أخذها بنفسك منها |
Bak geri kafalı biri olduğunu biliyorum ve seni affediyorum. | Open Subtitles | أنظر، أعرف بأنك مريض بعدم النضج الطبيعى و أسامحك على هذا |
Çok şey istediğimin farkındayım, fakat, demek istediğim bir kurşundan daha hızlı koşabilirsin, ve biliyorum ki hediye alamayan çocukların hayal kırıklığına uğramasını istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | أدرك بأن هذا طلب كبير، ولكن أنت تركض أسرع من الطلقة السريعة و أعرف بأنك لن تخيب أمل هؤلاء الأطفال البؤساء، أليس كذلك؟ |
Birine yardım etmek için sırtındaki ceketi bile verecek biri olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أقصد , كنتُ أعرف بأنك من الشباب الجيد الذي سيعطي قميصه لشخص ما لكن هذا حقاً كثير |
Beni duyduğunu biliyorum, Kowalski. eminim şu an beni duyuyorsun. | Open Subtitles | الآن، أعرف بأنك يمكن أن تسمعني، كوالسكي.أنا متأكد تسمعني الآن. |
Benden nefret ettiğini biliyorum. Ama ben senden etmiyorum. | Open Subtitles | ارجوك, أعرف بأنك لا تحبني ولاكن انا لا أكرهك |
Tamam, aslında bir masum olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، ابتعد عنّي، لأنني أعرف بأنك بريء، |
Para konusunda sağlam olduğunu biliyorum, ama bendede yok. | Open Subtitles | أعرف بأنك ستوفين بكلمتك بشأن النقود ولكنني لا أملك أياً منه الآن |
Acı içinde olduğunu biliyorum... ama sana sonsuza kadar sürecek bir zevk verebilirim. | Open Subtitles | ... أنا أعرف بأنك تشعرين بالألم لكنّي سأعطيك المتعة التي ستدوم إلى الأبد |
Baba, Bir öngörü gördüm. Orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أبي، لقد اتضحت لي رؤية و أعرف بأنك كنت هناك |
Ne tür bir canavar olduğunu bilmiyorum ama burada olduğunu biliyorum. Ben canavarların canını yakarım. | Open Subtitles | أيّا كان نوعك يا شبح أعرف بأنك هنا , وأنا آؤذي الوحوش |
Gergin olduğunu biliyorum. Hepimiz gerginiz. Ama her şey düzelmek üzere. | Open Subtitles | أنظر , أعرف بأنك متوتر , جميعنا كذلك الأمور علي وشك التحسن |
Nai, bana çok kızgın olduğunu biliyorum, ama arkadaşın olarak sana Maya ile cinsellik hakkında konuşmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | نعومي أنا أعرف بأنك غاضبة مني و لكن كصديقتك، أنا اخبرك عليك أن تمضي بعض الوقت لتتحدثي مع مايا عن الجنس |
Bak, Mike, meşgul olduğunu biliyorum, Sadece ufak bir parçası için. | Open Subtitles | اسمع يا مايك، أعرف بأنك مشغول، لكن أحتاج إلى وجهة نظر جديدة |
Bak, tüm bu kalpazanlık işlerinin içinde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أعرف بأنك مشغول بأمر التزييف بالكامل |
Bak, burada yeni olduğunu biliyorum ama "destek" herkesin bildiği bir terim. Hey. Seni gittiğin yere bırakabilir miyim? | Open Subtitles | أعرف بأنك جديد هنا , لكن كلمة الدعم كلمة معروفة كونياً هل يمكنني إيصالك ؟ |
biliyorum ki dönüştüğün şeyden, kaderin sana yaptırdıklarından muhtemelen hoşlanmıyorsun. | Open Subtitles | أعرف بأنك ليس من المحتمل أن تحب لما أصبحت عليه ما هذا المعتقد الذي جعلك هكذا. |
Çılgın olduğunu biliyordum ama bu kadarına da pes doğrusu. | Open Subtitles | أعرف بأن مجنـون. أنا لا أعرف بأنك ذلك المجنـون. |
Bundan eminim. | Open Subtitles | أعرف بأنك ستفعل, أَعْني كلاكما تَحبّان الألعاب الرياضية |
Benden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | هذا ما قاله و إنتهى الأمر أنا أعرف بأنك تكرهني |
Hayatın boyunca bu kampta yaşadığını biliyorum, ama buranın dışında bir dünya var. | Open Subtitles | أعرف بأنك عشت في هذا المعسكر طيلة حياتك لكن هناك عالم آخر بالخارج |
Barney, senin "Kaç Para"nın bu kadar büyük bir hayranı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | بارني ، أنا لم أعرف بأنك معجب بالسعر الصحيح |